Hürriyet yazarları Fırat Aydınus, Uğur Meleke, Güntekin Onay ve Mehmet Arslan, Futbol Konseyi'nde Fenerbahçe'nin puan kaybını, Galatasaray'ın 9 puanlık farkını, Beşiktaş'ın 9 kişi Konyaspor'a mağlup olmasını ve Fatih Tekkeli Trabzonspor'u masaya yatırdı.
1- Fenerbahçe 72 saatte iki cephede birden üzüldü. Glasgow’daki veda sizce Samsun maçını ne kadar etkiledi? Tek eksik gol müydü?
GÜNTEKİN ONAY: HIRPALANDI VE MORAL OLARAK YIKILDI
Fenerbahçe, Rangers’a karşı 120 dakika çok efor sarf etti ve hırpalandı. Penaltılarda turu kaybedince moralman da yıkıldı. Böyle mütevazi bir takıma elenmek ilk maçta Mourinho’nun gereksiz yere orta sahayı boşaltıp abartılı risk almasından kaynaklandı. F.Bahçe’nin dirençli ve organize Samsun’a karşı zorlanacağı belliydi. Ancak 1980’lerin Ada futbolu gibi yüksek topla gol aramak çözüm olmadı. F.Bahçe’nin ve Mourinho’nun sadece kenar ortaları ile gol arıyor alması büyük hayal kırıklığı.
MEHMET ARSLAN: ELENMEK LİGE OLUMLU YANSIMALIYDI
Futbol artık hızın ve bedenlerin de yarıştığı bir alan. İstediğiniz kadar yetenekli, istediğiniz kadar becerili olun, eğer güçlü ve hızlı değilseniz, yetersizsiniz. F.Bahçe’nin dramı da bu. Bireysel anlamda hızlı ve hamle üstünlüğüne sahip forvete sahip değiller. Mükemmel bir hocaya, tek vuruş ustalarına, ve akla sahipler. Ama yavaş oynamaya mecbur kalıyorlar. Rangers’a turu kaybetmeleri lige olumlu yansımalıydı. Ancak o isteği ancak rakip 10 kişi kalınca sergileyebildiler.
UĞUR MELEKE: OYUN EZBERiNDEN UZAKLAŞTI
Glasgow’daki 120 dakikanın fiziksel ve mental etkisini yaşadıklarını söyledi Mourinho. Bu yüzden de Kostic’i, Nesyri’yi ve Szymanski’yi kısıtlı kullandı. Golün gelmemesinde bu oyun ezberinden uzaklaşılması rol oynamış olabilir. Ancak bence bir başka problem de, Tadic’in son bir aydaki düşüşünde Mourinho’nun onun dakikalarını İrfan Can’la paylaştırmaması. Geçen sezon tüm cephelerde 30 gol katkısı olan İrfan Can’ın bu yıl kaybolması tuhaf. Mourinho onu çok daha erken ve daha fazla dakikalar vererek kazanma yoluna gitmedi bence.
FIRAT AYDINUS: YARIŞTA BÜYÜK BİR YARA ALDI
Avrupa'ya dramatik bir şekilde veda eden ve Rangers maçında harcanan efor Samsun karşısında ister istemez hem psikolojik hem de fiziksel yorgunluk emarelerin gözükmesine yol açtı. İlk yarı itibari ile üretken olamayan F.Bahçe’nin rakip 10 kişi kaldıktan sonra yakaladığı pozisyonlarda son vuruş başarısızlığı ve şanssızlığı da eklenince şampiyonluk yolunda büyük yara aldığını söyleyebiliriz.
2- Milli araya maç fazlasıyla 9 puanlık farkla giren G.Saray sizce artık şampi... mi? Kalan 10 haftada 3 maçta puan kaybeder mi?
MEHMET ARSLAN: MATEMATiK TABLO BiLE ŞAMPi... DEĞiL, ŞAMPiYON DiYE BAĞIRIYOR
Galatasaray, puan kaybeder mi, evet kaybeder. Ama şampiyonluğu kaybetmez artık. 30 puan var ortada. 1 maç fazlasıyla 9 puan ve ikili averaj üstünlüğüne sahip Galatasaray. Bu matematik tablo bile ‘şampi...’ değil, ‘şampiyon’ diye bağırıyor. Bir de bunların üstüne son maçtaki, istekli ve etkili futbolu ekleyin...Ve Victor Osimhen’i. Eğer Galatasaray şampiyon olacaksa onun aidiyetine, adanmışlığına ve klasına teşekkür etmeli. O olmasa şampiyonluk da olmazdı.
UĞUR MELEKE: BURUK FABRiKA AYARLARINA DÖNDÜ O ZAMAN OLUMLU SONUÇLAR GELDi
Galatasaray ne zaman temel ayarlarından ayrıldı, o zaman puanlar kaybetti. Okan Buruk ne zaman fabrika ayarlarına döndü, o zaman olumlu sonuçlar geldi. Mario Lemina geldiğinden beri onu altı, Lucas Torreira’yı sekiz numaraya kaydırma hatası yapmıştı. O hatadan döndü, Lucas Torreira’yı alışık olduğu altı, Gabriel Sara’yı sekiz numaraya koydu ve rahat bir galibiyet geldi. Tabii ki bu iyi sonuçlarda neredeyse her zaman olduğu gibi Davinson Sanchez ve Victor Osimhen başrolde. Davinson Sanchez, benim Süper Lig’de son 30 senede izlediğim en etkili ofansif stoper.
FIRAT AYDINUS: G.SARAY FiNAL iPiNi GÖĞÜSLEMEK iÇiN ÇOK BÜYÜK AVANTAJA SAHiP
Her ne kadar ‘futbol bu, her şey olabilir’ desek de istatistiksel olarak baktığımızda geride kalan 28 haftada mağlubiyeti olmayan ve sadece 5 beraberliği bulunan, son 2 sezonda 65 maçta sadece 2 mağlubiyet alan bir Galatasaray söz konusu.
Sarı kırmızılıların kalan 10 haftalık periyotta 2 mağlubiyet ve 1 beraberlik alıp rakibi Fenerbahçe’nin oynadığı her maçı kazanması gereken bir tablodan bahsediyoruz. Oluşan puan farkının morali ve motivasyonuyla Galatasaray’ın kalan maçlara daha da odaklanmış bir şekilde çıkacağını düşünürsek final ipini göğüslemek için de çok ama çok büyük bir avantaja sahip olduğu aşikar.
GÜNTEKİN ONAY: DiREKSiYON KOLTUĞUNDA G.SARAY VAR VE iPLER TAMAMEN ELiNDE
Şampiyonluk yarışında direksiyon koltuğunda Galatasaray oturuyor. İpler tamamen elinde. Ve haftalar sonra Okan Buruk eski fabrika ayarlarına döndü ve Galatasaray uzun bir aradan sonra görkemli bir futbolla Antalyaspor’u farklı geçti. Galatasaray’ın önünde kabul etmek gerekir ki zor deplasman maçları var. Ancak 9 puanlık avantaj ve ikili averaj üstünlüğü şampiyonluğa yakın olduğunu gösteriyor. Galatasaray futbol anlamında ciddi bir düşüş ve kriz yaşadı. Ama bu süreci minimum hasar ile atlattı.
3- 10 kişilik Gaziantep’ten sonra 9 kişilik Konya’ya yenilen Beşiktaş’taki düşüşün sebebi sizce ne? Solskjaer mi yoksa kadro mu?
GÜNTEKİN ONAY: BEŞiKTAŞ’IN SORUNU KALiTE DEĞiL YÜREĞiNi KOYACAK OYUNCUSU YOK
Beşiktaş'ın oyuncu grubu son derece vurdumduymaz ve gamsız. Öyle ki Gabriel Paulista’ya ayak kırıcı bir faul var, Beşiktaşlı oyuncuların hiçbirisi ne hakeme ne rakibe tepki göstermeyecek kadar gamsız. Aslında bu Beşiktaş’ın durumunu çok güzel özetliyor. Hırslı, isyankar, savaşçı bir oyuncu kadrosu ne yazık ki yok. Beşiktaş’ın kalite problemi abartıldığı gibi değil ama oyuncu grubunun sahaya yüreğini koymaması ve karakter sorunu ortaya böyle sonuçlar çıkartıyor. Beşiktaş’ın Josef de Souza, Atiba, Fabian Ernst hatta Tosic gibi yürekli oyuncuları yok. Sorun burada. Solskjaer de bu oyuncu grubunu hizaya getirecek bir teknik adam profili değil.
UĞUR MELEKE: ÜZGÜNÜM AMA GiOVANNi VAN SOLSKJAER DEVAM FiLMiNE BENZEDi BU iŞ
Ole Gunnar Solskjaer’in göreve geldikten sonra yaptığı olumlu hamleler var, bunu kabul etmek gerek. Daha az uzun vuran, geriden daha akılcı çıkmaya çalışan bir takım oldu Beşiktaş. Oxlade, Masuaku, Mario gibi oyuncularda da bir performans artışı var(dı). Ancak aynen Giovanni van Bronckhorst’ta olduğu gibi Solskjaer döneminde de rakipleri önlem almaya başladığında, B planı üretemedi Norveçli Hoca. Konya önde baskıyla siyah-beyazlıların oyun bağlantısını kesti ve sadece Masuaku’nun ortalarına kaldı Beşiktaş. Üzgünüm ama bir Giovanni van Solskjaer devam filmine benzedi bu iş.
FIRAT AYDINUS: HER DEĞiŞiM SONRASI AYNI DÖNGÜYE GiRMEK SORUNUN DERiNLiĞiNi GÖSTERiYOR
Beşiktaş'ın Gaziantep karşısında 10 kişi kalmış rakibinden gol yiyerek evinde mağlup olması, yine 27. dakikada 10 kişi kalmış Konyaspor karşısında geriye düşmesi ve akabinde 64’te 9 kişi kalmış rakibi karşısında gol bulamayıp, mağlup olması sadece teknik adam veya futbolcu bazında açıklanabilecek bir durum değil.. Son yıllarda her teknik adam değişikliğinde yaşanan birkaç haftalık dokunuşun sonrası Beşiktaş’ın tekrardan aynı döngü içine girmesi sorunun çok daha geniş kapsamlı ve derin olduğunun göstergesi.
MEHMET ARSLAN: SORUMLU ARANIYORSA ARAT ORADA, KiMSE OYUNCULARI VE HOCAYI iŞARET ETMESiN
Sorumlu mu arıyorsunuz, eski başkan Hasan Arat orada. Kimse oyuncu topluluğunu ya da siyah beyazlı ekibin teknik direktörü Ole Gunnar Solskjaer’i işaret etmesin. Yapılan yanlış transferler, tercihler bu yapının sorumlusu. Yeni edindiğim bir bilgiyi aktarayım. Beşiktaş kulübünde bazı isimler, bazı oyuncuların transfer edilmesi için sosyal medya örgütlenmesi tertiplemiş. Sorun eski yöneticilere size bunu anlatacaklardır. Niye yaparlar bunu, kulübün Ulvi çıkarları için mi? Umarım öyledir.
4- Trabzonspor, Fatih Tekke’yle bu sezon ilk deplasman galibiyetini aldı. Farklı sonuçta bir Tekke dokunuşu hissettiniz mi?
MEHMET ARSLAN: BU TAKIM TEKKE’NiN TAKIMI DEĞiL ASIL ETKi YENi SEZONDA GÖRÜLECEK
Trabzonspor'un yeni teknik direktörü Fatih Tekke yönetiminde çıktığı ilk maçta Başakşehir deplasmanında aldığı 3-0’lık galibiyet, takımın verdiği doğal bir reaksiyon. Bir topu yüksekten aşağı bırakırsanız, yere değer değmez belirli bir noktaya yükselir. Trabzonspor’un Başakşehir deplasmanında aldığı bu galibiyeti Fatih Tekke’ye bağlamak, bir yenilgiyi Fatih Tekke’ye bağlamak kadar yanlış. Umarım beklenen sıçramayı gösterecektir Fatih Tekke.
UĞUR MELEKE: DOKUNUŞTAN BAHSETMEK iÇiN ÇOK ERKEN AMA TRABZON FATiH TEKKE’NiN HAKKIYDI
Esasında Başakşehir’in de oldukça şanssız olduğu bir müsabakaydı bu. Daha maçın başında Deniz Türüç’le bir kez direğe takıldılar. VAR’dan dönen golü var, kaçan penaltısı var. Uğurcan Çakır’ın yine kahramanlaştığı bir müsabaka. Ancak tabii ki koca bir sezon deplasmanda kazanamamış bir takım, yeni hocasıyla hemen galip geliyorsa muhakkak mental de olsa bir ilerleme var demektir. Tekke dokunuşundan bahsetmek için çok erken. Ancak Fatih Tekke’nin hakkıydı Trabzonspor. Altı ay önce de onun hakkıydı. Gecikmiş bir hak teslimi bu.
GÜNTEKİN ONAY: OYUN DEĞiL ANCAK PSiKOLOJiK OLARAK BiR DOKUNUŞ OLDUĞUNU GÖRDÜK
Oyun anlamında Fatih Tekke yönetiminde ilk kez Başakşehir deplasmanında sahaya çıkan ve mücadeleden 3-0 galip ayrılan Trabzonspor’da bir yükseliş görmedim. Ama kazanma arzusu ve mücadele gücü yüksek bir Trabzonspor vardı. Zaten ilk maçta oyun anlamında büyük bir çıkış beklemek fazlasıyla iyimserlik olur. Psikolojik olarak bir dokunuş olduğunu açıkçası gördük. Trabzonspor’un ve yeni teknik direktörü Fatih Tekke’nin zamana ihtiyacı var.
FIRAT AYDINUS: TEKKE’NiN ANLIK DOKUNUŞUNDAN ZiYADE ETKiSi UZUN BiR SÜRECE YAYILMALI
Trabzonspor'un Başakşehir deplasmanında aldığı 3-0’lık galibiyet için takımlardaki teknik direktör değişikliklerinin ilk haftalardaki dokunuşların ve kan değişiminin bir sonucunun genel bir tablosu diyebiliriz. Fakat Fatih Tekke’nin anlık dokunuşundan ziyade Trabzonspor’daki etkisinin uzun bir sürece yayılması; kötü zamanlarda da kendisine camia olarak verilecek desteğe bağlı. Trabzonspor’da uzun soluklu bir serüvende Fatih Tekke’nin etkisinin Karadeniz ekibinde daha kalıcı başarılara imza atacağı düşüncesindeyim.
Yorumlar
Kalan Karakter: