İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
İlçede cumhurbaşkanı adına görev yapan en yüksek devlet görevlisidir. Bizim gözümüzde başarılı kaymakam görev yaptığı ilçeden ayrıldıktan sonra da ismi uzun süre hayırla yad edilen kişidir.
Kaymakamlarımız bekar ya da evli şoförün yanına oturmalı, kamyonete kömür mü erzak mı koyacak hepsini yüklemeli ve sonra da ev ev dolaşmalı. Kapıyı çalmalı veya içeriden gelen sese kulak vermeli. 'Kim geldi' denildiğinde de 'kaymakam' demeli. Kolileri ya da kömürü, odunu indirivermeli. Bununla siz Cumhurbaşkanınızın gören gözü, duyan kulağı, konuşan dili olmalısınız.Şu an uluslararası bir mücadelenin içindeyiz. Yedi düvele karşı dimdik ayakta durmaya devam ediyoruz.Bağıranlar, konuşanların hiçbirinin sınırı var mı? Yok. Dert başka… Biz 911 km sınırı olan Türkiye olarak taciz ediliyorsak buna karşı sessiz kalamayız. Her kazanımızın gerisinde çok büyük emek ve fedakarlık var.
İkinci Dünya Savaşı’nda 50 milyon insanın ölümünden sorumlu olanların Bize insanlık dersi vermeye kalkmalarını acı bir tebessümle karşılıyoruz. Ruanda’da 1.5 milyon insan öldüreceksin, utanmadan bize insanlık dersi vermeye kalkacaksın. Bizim tarihimizde asla böyle bir şey yok.
Şu dönemin sembol mücadele alanı Suriye topraklarıdır. Suriye krizi başladığından beri masumlara kucak açarken diğer yandan sınırlarımızı korumanın gayreti içinde olduk. 2015’te Antalya’da yapılan G-20 zirvesinde tüm liderlere güvenli bölge de dahil sonuç alıcı öneride bulundum.
Gündemimize bugün girmedi, Obama döneminde girdi. Oluk oluk kanın aktığı o günlerde kimse bu teklife dönük bakmamıştı. Şimdi Türkiye terör örgütlerinden temizleyince birden bu konular akla geliyor.
AB’nin sonu işte bu ikiyüzlülüğünden olacaktır. Bu gidiş iyi değil. İşte Brexit. Bunlar durup dururken olmadı. "Kapıları açarız" dediğimiz zaman tutuşuyorlar. Tutuşmayın... Vakti saati geldiğinde kapılar da açılır. Hadi bakalım yüzbinleri bir de siz ağırlayın. Yunanistan’a denizden 100 kişi gidince bizi telefonla arıyorsunuz, burada 4 milyon var buna sesiniz çıkmıyor.Suriye’de faaliyet gösteren terör örgütlerinin doğrudan ülkemizi hedef aldıklarını da gördük. Bu saldırıların son 6 yılda ülkemizde patlak veren pek çok hadisenin bir parçası olduğunu da biliyoruz.
Irak’tan Suriye’ye kadar Türkiye’ye yönelik terör saldırılarının yaşandığı her yerde kritik adımlar attık. Terör örgütlerini inlerinde vurarak felç ettik, yurtiçinde de teröristlere göz açtırmadık. 15 Temmuz darbe girişimlerinin hedeflerinden biri de bunu çökermekti.
İdlib’te Rusya ve İran’ın desteğiyle oluşturduğumuz nispeten stabil durum nedeniyle milyonlarca insanın hayatını kurtardık. Suriye’nin topraklarında gözümüz yok ama bizim Suriye’de de Türkiye’de de Kürt kardeşlerimizle sorununuz yok. Sorunumuz terör örgütlerinin ta kendisiyledir.
İlçede cumhurbaşkanı adına görev yapan en yüksek devlet görevlisidir. Bizim gözümüzde başarılı kaymakam görev yaptığı ilçeden ayrıldıktan sonra da ismi uzun süre hayırla yad edilen kişidir.
Kaymakamlarımız bekar ya da evli şoförün yanına oturmalı, kamyonete kömür mü erzak mı koyacak hepsini yüklemeli ve sonra da ev ev dolaşmalı. Kapıyı çalmalı veya içeriden gelen sese kulak vermeli. 'Kim geldi' denildiğinde de 'kaymakam' demeli. Kolileri ya da kömürü, odunu indirivermeli. Bununla siz Cumhurbaşkanınızın gören gözü, duyan kulağı, konuşan dili olmalısınız.Şu an uluslararası bir mücadelenin içindeyiz. Yedi düvele karşı dimdik ayakta durmaya devam ediyoruz.Bağıranlar, konuşanların hiçbirinin sınırı var mı? Yok. Dert başka… Biz 911 km sınırı olan Türkiye olarak taciz ediliyorsak buna karşı sessiz kalamayız. Her kazanımızın gerisinde çok büyük emek ve fedakarlık var.
İkinci Dünya Savaşı’nda 50 milyon insanın ölümünden sorumlu olanların Bize insanlık dersi vermeye kalkmalarını acı bir tebessümle karşılıyoruz. Ruanda’da 1.5 milyon insan öldüreceksin, utanmadan bize insanlık dersi vermeye kalkacaksın. Bizim tarihimizde asla böyle bir şey yok.
Şu dönemin sembol mücadele alanı Suriye topraklarıdır. Suriye krizi başladığından beri masumlara kucak açarken diğer yandan sınırlarımızı korumanın gayreti içinde olduk. 2015’te Antalya’da yapılan G-20 zirvesinde tüm liderlere güvenli bölge de dahil sonuç alıcı öneride bulundum.
Gündemimize bugün girmedi, Obama döneminde girdi. Oluk oluk kanın aktığı o günlerde kimse bu teklife dönük bakmamıştı. Şimdi Türkiye terör örgütlerinden temizleyince birden bu konular akla geliyor.
AB’nin sonu işte bu ikiyüzlülüğünden olacaktır. Bu gidiş iyi değil. İşte Brexit. Bunlar durup dururken olmadı. "Kapıları açarız" dediğimiz zaman tutuşuyorlar. Tutuşmayın... Vakti saati geldiğinde kapılar da açılır. Hadi bakalım yüzbinleri bir de siz ağırlayın. Yunanistan’a denizden 100 kişi gidince bizi telefonla arıyorsunuz, burada 4 milyon var buna sesiniz çıkmıyor.Suriye’de faaliyet gösteren terör örgütlerinin doğrudan ülkemizi hedef aldıklarını da gördük. Bu saldırıların son 6 yılda ülkemizde patlak veren pek çok hadisenin bir parçası olduğunu da biliyoruz.
Irak’tan Suriye’ye kadar Türkiye’ye yönelik terör saldırılarının yaşandığı her yerde kritik adımlar attık. Terör örgütlerini inlerinde vurarak felç ettik, yurtiçinde de teröristlere göz açtırmadık. 15 Temmuz darbe girişimlerinin hedeflerinden biri de bunu çökermekti.
İdlib’te Rusya ve İran’ın desteğiyle oluşturduğumuz nispeten stabil durum nedeniyle milyonlarca insanın hayatını kurtardık. Suriye’nin topraklarında gözümüz yok ama bizim Suriye’de de Türkiye’de de Kürt kardeşlerimizle sorununuz yok. Sorunumuz terör örgütlerinin ta kendisiyledir.