Öncelikle sizi tanımak isteriz. Sema OĞUZ BEY kimdir?
Sema Oğuz Bey, küçük bir sahil kasabasında büyüyen, ardından küçük bir ilçeye yerleşerek hayatına yazı yazmayı hedefleyen bir yazardır. Evliyim, bir kızım var. Yirmi beş yaşındayım, Balıkesirliyim.
Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Yazarlık hayatım, aslında küçük yaşlarda günlük tutmamla başladı. Gün içinde yaşadığım şeyleri not etmek beni mutlu ediyordu. Mutlu anılarımı yazmak beni bir sonraki anımda daha mutlu ederken, kötü anılarımı yazdıktan sonra da rahatlama hissi beni yazmaya teşvik ediyordu. Sonra yaşadığım hayattan kesitler ve ümitler ekleyerek yazıyordum. Ben kendimi bildim bileli yazıyorum. Bana öncülük eden isim, Türk edebiyatının ölümsüz ismi Sabahattin Ali oldu. Onun eserlerini okurken kendimden geçiyordum. Ben Türk edebiyatını okuyup feyz alıyorum.
Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
Eğer yazı yazmak için masaya oturduysam bir cümle bile yetiyor devamı için. Gün içinde dinlediğim bir şarkıdan veya türküden, sohbet esnasında geçen sözlerden herhangi birini unutmadan ve kendim aldığım eğitimleri de birleştirerek kurgulayabiliyorum. Yazarın dünyası uçsuz bucaksızdır. İçinde yaşanılan dünya, buradaki evrenden uzaklaştırır.
Yeniden Doğmak Hayata isimli eserinizden bahseder misiniz?
Eserim gerçek bir hayat hikâyesi. Eşimin altı yaşında geçirdiği kazadan ve ailesinin gösterdiği sabır ve metanetten hep etkilendim. İki bacağını çocukken kaybetmiş bir insanın ruhunda neler oldu, yaşamı nasıl kazandı, neler koydu gönlüne, hangi acıya ve hakarete direndi, bunu hep yazmak istedim. Sohbet esnasında “Senin hayatın kitap olur” dedikten sonra yazmaya karar verdim. Eşimin hem “engelli” imgesini kabul edip yol çizmesi hem de tüm dünyada cesaretli oluşu beni hep etkilemiştir. Eserimin ana karakterleri Sema ve Murat. Ben çocukluk yıllarımdan bu yana sağlık sorunlarıyla iç içeyim. Geçirdiğim açık kalp ameliyatıyla hayatımın amaçları ve sonuçları tamamen değişti. Hastalıklar beni zaman zaman yalnız bıraktı. Çevrem bu anlamda moral ve motivasyonumu çok düşürürdü. Üzülürdüm. Küçücük bir çocuğun yaşadığı ve korkuyla güne uyandığı bir ruh ve beden düşünün. Bu çocuk ölümün ne olduğunu bilmeden kopup gitmekle ürküyordu. İşte bu iki ana karakter – Sema ve Murat – sabrın ve selametin sonucuyla yan yana gelmiş bir çift.
Yeniden Doğmak Hayata isimli eserinizin ismi nerden geliyor?
Kırıklarla dolu kalbin tamiri o zamanlarda yazıyla oluyordu. Hüzünlerimi yazarken bir gün, yazdığım yazıya bir başlık koymuştum. Ona “Yeniden Doğmak Hayata” demiştim. 2017 yılında yazmıştım bu yazıyı. O yazı kitabıma bir bir işlendi. Eşim ve benim, küllerimizden doğuşunun adıydı “Yeniden Doğmak Hayata”.
Yeniden Doğmak Hayata isimli kitabınızı okur gözüyle yorumlar mısınız?
Gözyaşlarıyla ve hüzün dolu bu hikâyeyle herkesin sahip olduğu her şeye hamd etmesi mesajı kâfi olabilir. Çünkü çocukluk ve çocukluk anıları geleceğe çok yansır. Hayattaki kararlarına ciddi yön verir. Sema ve Murat sabırlı oluşuyla örnektir.
Yeniden Doğmak Hayata isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?
Herkes engelli adayı. Sağlık bir garanti arz etmiyor hayatımızda. Ne kaybedersek veya biz ne kazanırsak, hiçbir şey sonsuz olmuyor. Dertler, tasalar, sorunlar baki olmuyor. Hayatta herkes her şeye alışıyor. Sabır hayatın her anında çıkıveriyor. Şuan neye sahipseniz ona sadık kalın. Eğer sağlığınız iyiyse onu koruyun. Eğer çok mutlu bir yuvanız varsa ona sarılın. Hiçbir şey için fazlasıyla üzülmeyin. Hayat bir anda gelip geçiyor. Anı yaşayın, mutluluklarınıza gölge düşürmeyin. Eksilere değil, artılara odaklanın. Hayat sizin hüznünüzü sürdürecek kadar uzun değil...
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Üzerinde çalıştığım bir eserim daha var. Bunun yanı sıra Balıkesir’de düzenlenecek olan fuar ve imza gününde benim de yerim var. Kitapseverleri imza gününe bekliyor ve okuyuculardan alınacak geri dönüşler için sabırsızlanıyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: