Öncelikle sizi tanımak isteriz. Sevda Değerliyurt kimdir?
Tabii. İstanbul’da oturuyorum. Lise’de çocuk gelişim bölümü okuyup üniversiteyi de çocuk gelişim bölümünü devam ettirerek eğitimlerimi tamamladım. Bu süreçte hem özel eğitim alanında mahkemede, özel kurumlarda staj yaptım. Okurken bir çok seminer ve programlara katılıp bir çok alanlardan sertifikalarımı alarak bir çok alanda kendimi geliştirmeye özen gösterdim. Bu eğitimleri alırken de boş zamanlarımda tekstil atölyesinde çalışıyordum. Lise zamanından üniversite eğitimi boyunca staj zamanlarından kalan vakitlerde tekstilde çalışmaya devam ettim. Ailemde tekstil işiyle uğraştığı için öğrenmem zor olmadı. Eğitimlerimi tamamladıktan sonra öğretmen olarak görev yaparken yaşam koçu, eğitim koçu unvanlarını aldım. Şimdi hem öretmen olarak hem de yaşam ve öğrenci koçu olarak iki farklı kurumda görev alıyorum.
Öğrenci Koçu ve Yaşam Koçu olarak mesleğinizi icra ediyorsunuz. Sizi bu mesleğe yönlendiren nedir?
17 yaşımdan beri okurken bir çok eğitimler alarak kendimi geliştirmek için çabalıyordum. Çocuk gelişim mezunu ve eğitimci olduğum için hep insanların hayatlarına dokunmayı isterdim. Öncelikle minik kalplerin hayatlarına dokunarak mesleğe başladım çünkü bir öğretmeni unutulmaz yapan şey öğrencisinin yüreğine dokunmasıdır. İki yıl özel bir kurumda öğretmen olarak görev aldım, daha sonra velilerimin isteği üzerine özel ders olarak da destek istedikleri için eğitimimi ve sertifikalarımı değerlendirmek istedim ve öğretmen olarak görev yaparken hafta sonları da danışmanlık ofisimi kurup eğitimlerimi o ofisimde vermeyi düşündüm. Daha sonra araştırmaya başladım ve eksik eğitimlerimin olduğunu görünce eğitim koçu eğitimini de almaya karar verdim. O sırada çok sevdiğim bir hocam yaşam koçluğu eğitimini neden araştırmıyorsun dediği andan itibaren araştırmaya başladım. O an dedim ki “İnsanların hayatlarına dokunacağım bir eğitim daha” önceden öğrencilerimin hayatlarına dokunurken, artık yetişkinlerde dahil herkesin hayatlarına dokunuyorum. Öğrendiklerimi ve deneyimlerimi meraklı gözlerle paylaşmak paha biçilemez.
Danışanlarınızın en çok destek aldığı sorun nedir?
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; Yaşam koçu, psikologların veya psikiyatrinin uzmanlık alanına giren anormal davranışlarla, psikolojik problemlerle ilgilenmez, normal davranış gösteren insanların hayatlarında nasıl daha başarılı olabileceği ile ilgilenir. Asıl sorumuza gelirsek yaşam koçluğunda kendine olan inancını, güvenini, sevgi ve saygısını yükseltmek için ve yaşama daha aktif olarak katılımlarını sağlamak için gelirken, eğitim koçluğunda ise öğrenciler zamanlarını nasıl daha verimli kullanmada ve özellikle sınava hazırlık sürecindeyse, sınava hazırlık konusunda kariyer planlama, motivasyon ve sınav kaygısı konusunda destek almak istiyorlar.
Danışan sorunları sizi etkiler mi?
Tabii ki sonuçta insanız. Konuşmaya başladıklarında hayatlarının ne kadar zor geçtiğinden bahsettiklerinde ilk zamanlar etkilendiğim, üzüldüğüm zamanlar çok oluyordu. Fakat deneyim kazandıkça bu mesleği profesyonel olarak yapmaya başladım. Bizler de kendi eğitim sürecimize devam etmekteyiz. Bu sebeple danışan sorunlarından daha az etkilenmeye çalışıyorum.
Yılın En İyi Yaşam Koçu ve Öğrenci Koçu ödülüne layık görüldünüz. Bu başarının sırrı nedir sizce?
Kendine inanmak ve çalışmak ayrıca hedef belirlemek ve o hedef doğrultusunda kararlı olmak çok önemli. Özet olarak, inanmak, motivasyon, disiplin bu bahsettiğim kavramlardan birinin eksik olması, başarıya giden yolun tıkanmasına sebep olabilir. Uykusuz kalıp okula gittiğim, okuldan çıktıktan sonra hemen işe gittiğim, işten geldikten sonra sınavlara, kendimi geliştirmek için farklı eğitimlere uykusuz veya 2-3 saatlik uykuyla gittiğim zamanlar oldu. Aklınızdan, zihninizden geçene odaklanmamız gerek. Her şey zihinde başlar sonra kararlılık ve azim... Vazgeçmeyen başarır. Ben küçük yaşlarda eğitimci olmaya karar verdim bu süreçte çok negatif konuşan inanlar duydum, hatta bir televizyon programına konuk olarak davet edildiğimde de anlattım; tekstilde çalıştığım zamanlar olumsuz konuşan, “ Okusan ne olacak?” diyen bir çok insan gördüm ama onları duymadım. Çünkü bir gün çok iyi yerlere geleceğimi biliyordum. Üniversite zamanında proje yazdığım zamanlarda başarısız da oldum ama yine vazgeçmedim. Hayat, tek bir zar atarak öğrenerek ilerlediğimiz bir oyun. Bu yüzden denemek, başlamak, yenilmek ve buna rağmen devam etmek kıymetli. Şimdi emeklerimin karşılığını hayatına dokunduğum insanlardan gelen güzel dileklerle hem de bu ödülle aldığımı düşünüyorum.
Gençlere yönelik tavsiyeleriniz nelerdir?
Kendilerine olan inançlarını asla kaybetmemeleri gerekir. Hayatla veya kendileri ile ilgili bir hedefleri varsa bu yolda yaptığı yolculuktan vazgeçmemeleri gerekir. Bir konuda kendilerini geliştirmelerini tavsiye ederim. Önce hangi konularda kendimizi geliştirmek veya uzmanlaşmak istediğimizi belirlemek. Çok iyi bir terzide modaya yön verebilir, çok iyi bir eğitimci de eğitime. Önemli olan sevdiğimiz, daha fazla öğrenmek istediğimiz alanları keşfetmek. Bunu belirledikten sonra ise işin içine eğitim giriyor bu illa formal eğitim olmak zorunda değil olursa çok güzel olur ama olmazsa birçok informal ve nonformal eğitim yolları var. Örneğin; atölyeler, seminerler, kurslar, kitaplar. Zaten öğrenmeye ve ilgi alanında beceriler geliştirmeye başladıkça ne yapmak istediğine karar verdikten sonra kaynakları bulmak çok daha kolay. Sonrası deneme, yanılma ile öğrenme, gelişme süreci. Diğer bir tavsiyem ise; tüm olumsuzlukları duymasınlar, başarılı olacaklarına inansınlar.
Topluma faydalı bireyler için olması gereken ebeveyn modeli nasıl olmalıdır?
Çocuklarımızı her anlamda sağlıklı bireyler olarak yetiştirmek istiyorsak, onları tehdit ederek, onları korkutarak, katı kurallar koyarak değil, onlara saygı duyarak, gerekli sevgiyi vererek ve geliştirerek yetiştirmeliyiz. Ayrıca empati kuran, teşvik eden, sorumluluklarının bilincinde, iyi alışkanlıklara, sağlıklı iletişim kurabilen bir kişilik olarak pozitif bir rol modeli olmalılardır. Saygı sadece büyüklerin değil, çocuklarında hakkı. Çocuklarını, bugünlerini çuvala basıp sırtına yüklemiş, geleceğe korkuyla yürüyen insanlar haline getirmemeleri gerekir. Anda kalabilen, bugünü yaşayabilen çocuklar, yarının sağlıklı yetişkinleri olacaktır.
Yeni çalışmalarından söz eder misiniz?
Şuanda özel kurumda unvanlarımı yerine getiriyorum. Fakat bir kaç kurumdan eğitim koordinatörü, okul müdür yardımcısı olarak görüşmeye çağıran bir kaç kurum var. Ancak bu unvanları almak istediğimde aklımda olan kendime ait danışmanlık ofisimi kurup toplum faydasına olacak şekilde eğitimler vermek ve mevcut durumdaki çalışmalarımı devam etmek istiyorum. Ayrıca üniversitede yazdığım projelerimi ilerleyen zamanlarda yeniden yazarak topluma güzel projelerle destek olmak istiyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: