Öncelikle sizi tanımak isteriz. Mustafa Koca Kimdir?
Mustafa Koca 1999 yılında Antalya da doğmuş, ilkokul-ortaokul ve lise hayatını orada geçirmiş sonrasında ise üniversite için Afyon’a gelmiştir. Küçüklükten beri yer yer mutlu görünse de çoğu zaman hüzünlü yanlarına sığınmış birisidir. Aslında kendimi hüzünlü birisi olarak tanıtmak, tanımlamak hiçbir zaman hoşuma gitmese de göründüğüm şeyin dışına çıkmak, öyle değilmiş gibi yapmak daha hoşnutsuz bir durum olmuştur. Bilmem belki de beni edebiyatın içerisine atan uzun yıllardır orda tutan şey de budur; Hüzünlerim…
Fazla anlatılacak kendimi tanımlayacak kelimelerim yok aslında, yaşadığı süre boyunca güzel yaşamın daha doğrusu yaşamanın ne demek olduğunun bilincinde olarak yaşamaya ve nefes aldığı süre boyunca kendini yazmaya adamış birisi olarak ifade edebilirim kendimi. Yazmak ve insanlara dokunmak her zaman keyif vermiştir, yaşadığımı hissettirmiştir.
Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Yazarlık hayatımın aslında tam olarak başladığından bile emin değilim. On yedi, On sekiz yaşlarından beri içimdekileri sadece sayfalara kusabildim, onlara atabildim ve rahatladım.
İçimdekileri sürekli böyle dışa atabiliyordum bedenimden, yazarken bazen acı çekiyordum, bazen yazdıklarımı okuyamıyordum bile ama ondan da kurtulamıyordum ve yazdıklarımın birisinin gözünde canlanması bir şeyler hissettirmesi de her zaman beni mutlu ediyordu.
Ben sadece bunu yapıyordum, bunlar için yaşıyordum. Eğer böyle bir hayat bir yazarın yaptığı devam ettirdiği hayatla kıyaslanıyorsa sanırım bir yazarım. Ve tam zamanını bilmesem de, içimdekileri ne zaman bir kâğıtla buluşturabilsem işte o zaman yazarlık hayatımın başladığını söyleyebilirim. Aslında her yazımda yazarlığa yeniden başlıyorum ve bu yolda kimseden bir yardım almadım, sadece yapmak istediklerimi kendim yaptım.
Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
Yazarken her şeyden etkilenebilirim, yalnızlıklarımdan, mutlu geçirdiğim anılardan, hüzünlü dakikalarımdan, ağladığım günlerden. Ağaçlardan, denizlerden, gündüzden geceden her şeyden etkilenebilirim. Çünkü ben veririm anlamı gördüklerime, ben hissederim onları, dışarıyı içimde ben hissederim. Gördüğüm her şeyden bir anlam çıkarabilirim, her şeye bir anlam yükleyebilirim. Ben yazmak için bir şeyden etkilenmeyi beklemem, onu ben yaratırım etkilendiğim şeyi ben yaratırım. Çünkü o zaten hayattadır sadece ben görürsem, ben hissedersem değerlenir.
Bulu Rengi isimli eserinizden bahseder misiniz?
Bulut Rengi benim için çok büyük değer taşıyor. Benim ilk kitabım, benim hayallerimin yaklaşık dört yılımın bir birikimi. Bu kitap benim hayatımın bir göstergesi, ne yaşadığımın, neler yaptığımın bir kılavuzu aslında bu kitap, yazdığım şiirlerin, hissettiğim her şeyin bir bütünü. O yüzden benim için çok büyük bir anlam ifade ediyor.
Bulut Rengi adlı eserinizin ismi nereden geliyor?
Kitabın adıyla içerisinde yer alan bir şiirim var ismi oradan geliyor. Bu şiirim insanlara bulutlara bakmayı, gökyüzünün tüm ihtişamının bir parçası olan bulutlara bakmayı gösteriyor, anlatıyor. Bazen insanlar bulutlara bakmalı, yeryüzünden kafasını kaldırıp onlara taşınmalı, orada umut dolu bir hayat var. Bir bulutun renginde saf bir beyazlıktan daha fazlası, daha fazla görülebilecek şeyler vardır. Buna emin olun.
Bulut Rengi isimli kitabınızı okur gözüyle yorumlar mısınız?
Aslında ne kadar hayallerimin bir adımı olsa da bu kitap, onun eksiklerini göz ardı edeceğim anlamına gelmez. Ben çoğunlukla kitaplar arasında şiir okuyan birisiyim ev yazan...
Şiirlerim çoğu zaman karmaşık bir hâl barındırıyor olabilir. Çoğu zaman anlaşılmayan, güçlük çekilen şiirlerimde var bu konuda okuyucuya zorluk vermek aslında ilk kitabım için beni biraz üzüyor. Ama hayallerimin bir adımı olduğu için bu tarz şeyleri gözden kaçırmamda normal diye düşünüyorum. Sahte bir şekilde bence çok güzel bir kitap, gayet iyi bir akışı var gibi kendimi hiçbir zaman pohpohlamadım, tüm çıplaklığıyla eserimi eleştirebilirim. Bazı şiirlerimdeki yoğun anlamları beğeniyorum, fakat eksikliklerini de görebiliyorum. Şiirlerimdeki karmaşık durumun okuyucuyu bazen zorladığının farkındayım ara ara bu durumdan yakındığım oluyor.
Bulut Rengi isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?
Kitabımda açık bir şekilde vermek istediğim tek bir mesaj yok aslında. Ben sadece hissettiklerimi yazdım, acılarımı, mutluluklarımı döktüm sayfalara. İnsanların kendilerini bulabileceği bulutlarda umut olduğunun gerçeğini aşılayan şiirlerim var elbette ama bütünüyle tek bir mesaj verdiğini düşünmüyorum. Sadece insanların içerisinde barındırdığı duygulara kendimce değinmek istedim. Sanırım ifade edebileceğim tek mesaj bu olabilir.
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Kitaptan sonra yazdığım şiirlerim var fakat yeni bir şiir kitabı çıkarmayı şu anda düşünmüyorum. Uzun zamandır üzerinde çalıştığım, insanların içlerinde kaybolmuş duygularını tekrardan hatırlayabilecekleri onları tekrardan hissedebileceği bir kitap yazdım.
Deneme tarzında bir kitap oldu bu aslında, insanlara ışık tutabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Şu anda yayınevinden onay beklemek üzere bekliyor. Onun dışında bazı dergilere ve dijital platformdaki alanlara ara ara şiir ve denemeler bazen de kısa öyküler yazıp oluşturdukları projelerde yer almaya çalışıyorum. Kendi adıma net bir adımım olmasa bile edebiyat dünyasında ve yazmak dediğimiz şeyin içerisinden kopmamak, diri kalmak için bu tarz projelerde yer alıyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: