Öncelikle sizi tanımak isteriz. Göktan Eker kimdir?
1971 Ankara doğumluyum, 1989 Polis Koleji, 1993 yılında Polis akademisinden mezun oldum. Emniyet teşkilatında 5 yıl kadar görev yaptıktan sonra istifa ederek kendi işimi kurdum. O tarihlerden beri görev köpekleri eğitiyorum.
Emniyet teşkilatı Gölbaşı köpek eğitim merkezi kurucusuyum. Uzun yıllardır, başta bomba narkotik koruma arama kurtarma köpekleri olmak üzere görev köpekleri eğitmenliği yapıyorum. Aynı zamanda Köpek etolojisi ( köpek davranış bilimi ) Köpek davranış sorunları konusunda da çalışmalar araştırmalar yapıyorum. Halen İstanbul Beykoz’da faaliyet gösteren Köpek güvenlik hizmeti veren bir firmada eğitmenlik yapmaya devam ediyorum.
Mesleki standartlar oluşturulması amacı ile köpek eğitmenleri derneğini kurdum ve genç eğitmen arkadaşlarımda yoğun bir şekilde bu konularda çalışıyoruz. Aynı zamanda köpek ırklarının korunması ve merdiven altı tabir edilen köpek üretimini engellemeye çalışan köpek ırkları ve Kinoloji Federasyonu Yönetim kurulu üyeliği görevimi yürütüyorum.
Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Yazarlıktan önce okuyuculuk hayatının başlangıcından bahsetmek isterim. Köy enstitüleri mezunu bir kurtuluş savaşı gazisi oğlu olan, rahmetli emekli öğretmen olan dedem Osman Yıldırım sayesinde okumaya başladım. Her yıl tatilimi geçirdiğim Yozgat’ın Çayırlan ilçesinde ilkokuldan itibaren yaz aylarından onunla beraber okumalar yapardık. Çok yönlü biri idi. Aydın kişiliği okuma yaptığımız kitapların çeşitliliğine de yansırdı. Çocukluğumda beraber okuduğumuz kitapların değerini aklım erdiğinde anladığımda hemen hepsini tekrar okudum. Ben farkında değildim ama hemen hemen tüm dünya klasikleri, dinler tarihi, Türk tarihi ve nice farklı mecralarda okuduğum kitapların önemini ve bu alışkanlığın değerini anlamam ile okuma, araştırma, öğrenme, karşılaştırma isteğim yıllar boyu devam etti.
Yaşadığım hikâyeleri dönem dönem kaleme alırdım, ancak okuduğum onca değerli yazar ve kitaptan sonra kendime bir yazar diyebilecek cesareti pek bulamazdım. Kitabımda da geçen hikâyeyi senarist arkadaşım Gökçe Biçer’e anlattığımda o bunu hemen senaryolaştırdı ve bu hikâyeleri içine alan bir kitap çalışması yapmam konusunda beni hep teşvik etti.
Pandemi sürecinde zaman fazlalığını, hayatım boyunca yaptığım tüm çalışmaları birleştirerek geçirdim ve ilk kitabım da biraz bu yola nasıl çıktığımı anlattığım Kuyruklu Yol kitabım oldu.
Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
Doğa ve hayvanlar beni çok etkiler. İnsanların hayvanlar ile hayvanların insanlar ve diğer hayvanlar ile hatta bitkiler ve cansız varlıklarla olan iletişimi her zaman dikkatimi çekmiştir. Hayvanların gözünden dünyayı görmeye çalıştığımızda daha insan kalabildiğimize inanırım. Doğanın müthiş kanunları, doğada yaşayan tüm varlıkların birbiri ile olan iletişimi ve bağı çocukluktan beri hep ilgimi çekmiştir. İnsan son yüzyıllarda giderek doğadan kopmuş, doğanın parçası olmak yerine ya kendini üstün görmeye tam tersi olarak da bazı insanlar hayvanları insandan değerli görmeye başlamış. Tekrar eski denge yeryüzünde kurulabilir mi bilemiyorum ancak her geçen gün katlettiğimiz doğa yok olduğunda sanırım yanımızda insanlık tarihinin şahitleri kediler ve köpekler kalacaklar. Çoktan doğadan kopan ve evcilleşen bu hayvanlar içgüdüleri, duyguları ve hayvansal özellikleri ile bize yok ettiğimiz doğayı hatırlatacaklar, belki de hesap soracaklar.
Kuyruklu Yol isimli eserinizden bahseder misiniz?
Emniyet görevinden istifa ederek köpeklerin peşine takılıp gittiğim yerlerde yaşadığım olayları ve hayatıma etki eden, şahit olduğum hikâyeleri kaleme aldım. O yüzden adını Kuyruklu Yol koydum. Kitap akışı içerisinde bazen zaman atlamaları yaparak geçmişe gidip, yaşananların etkilerini gösterip tekrar günümüze dönerek tamamladığım bir köpek kurtarma operasyonunu kaleme almaya çalıştım.
Kuyruklu Yol isimli eserinizin ismi nerden geliyor?
Köpeklerin kuyruğuna takıldıktan sonra çocukluk ve gençlik travmalarından arındığımı fark ettim. Belki de ben öyle düşünüyorum. Hiç sorgulamadan köpek eğitimi ile ilgili gelen her talep beni bir yolculuğa çıkardı ve mesleğimde olumlu katkısı oldu. Kitabın yazılmasından önce hikâyenin senaryosunu yazan Gökçe arkadaşım ile bu ismi belirledik ve bu isim aynı zamanda kitabın da ismi bu oldu.
Kuyruklu Yol isimli kitabınızı okur gözüyle yorumlar mısınız?
Bu benim için çok zor zira yanlı bir yorum yapmak istemem, ilk yazarlık deneyiminde okurlardan oldukça olumlu dönüşler aldığımı söyleyebilirim.
Kuyruklu Yol isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?
Geçmiş geleceğe yön veriyor, geçmişimizi iyi bilmek nereye gideceğimizi belirlemede de bence önemli bir etken. Hayallerimizin peşinden koşarken bu bilgi ışığında yapacağımız tüm girişimlerin başarılı olacağını düşünüyorum. Mesajım, evet hayallerinizin peşinden gidin ancak sizi siz yapan geçmişinizin, büyüklerinizin atalarınızın rehberliğinde...
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Aynı anda iki kitap çalışmam var. Biri yine insan ve köpek hikâyelerini barındırıyor. Köpek eğitmenliğim sürecinde köpekler ve sahipleri ile ilgili hikâyeleri kaleme aldığım Köpekler ve İnsanları isimli çalışmama devam ediyorum. Hatta önümüzdeki dönemde köpek sahiplerinden ve eğitmen arkadaşlarımdan gelen hikâyeleri de derleyip kitabın içine yerleştireceğim. Gerçek hikâyelerin köpek sahipleri ve eğitmenler için aynı zamanda referans bilgiler içermesini, köpeklerin insan hayatındaki yerinin doğru anlaşılmasını istiyorum.
Diğer çalışmam ise Köpek Etolojisi isminde. Bir ders kitabı niteliğinde olacak. Köpekleri doğadaki akrabalarının izdüşümünde insanlara daha iyi anlatmayı, diğer tabir ile insanların onları, davranışlarını, duygularını daha iyi anlamalarını sağlamaya çalışacağım.
Yorumlar
Kalan Karakter: