“Fikirlerin savaşı değildi bu. Karanlıkla aydınlığın savaşıydı. Karanlığın mı yoksa ışığın mı yanında yer almayı seçtiğinle ilgiliydi her şey. Zor olansa seçimlerinle ışığa mı yoksa karanlığa mı hizmet ettiğini ayırt etmekteki güçlüktü.
Ya cenneti seçecektin yeryüzünde, ya da cehennemi. Ya birbirini öldüre öldüre kendi kanında, kemiğinde boğulacaktın yada doğru tarafta yer alıp, Gezegene ışığı getirecektin. Üstelik ya birlikte yada hiçbirimiz. Başka bir ihtimal mümkün değildi. Soruyu soranlar için artık her şey değişmeye başlamıştı bile.
Uyananlar bu gerçeği fark ettiğinde karanlık daha beter saldırdı. Dört koldan, tüm gücüyle yüklendi. Her şeyi denedi. Yüzyıllar boyunca kullandığı tüm yöntemlerle; savaşlar, hastalıklar, açlık ve korku her yere yayıldı. Gezegenin üzerindeki herkes hiçbir ayrım olmadan bundan nasibini aldı. Dünyanın hiçbir yeri güvenli değildi artık. Masumlar öldü, kadınlar, gençler. Savaştan kaçan küçücük çocuk bedenleri vurdu, vicdanın kıyılarına. Bu defa, kötülük herkesi yakıyordu”
Yorumlar
Kalan Karakter: