Belki en çok merak edilen konularda biri de şu ki, Tek Zaman’da okul hayatı var mı? Varsa şimdi olduğu kadar zorlayıcı mı?
İşte kitaptan bir bölüm;
“Okulda; Temel Okuma, Matematik, Kozmik Fizik, Yeryüzü, Simya, Evren ve Gezegensel İletişim, Kolektif Bilinç, İç görü, Uzay-Zaman ve Sanat derslerinin dışında, büyüklerden hep duydukları ‘Evrensel Yasaların’ tüm inceliklerini de öğreniyorlardı.
Özgür Seçim, Denge, “Bir”lik, Teslimiyet ve Şimdi Yasası bunlardan sadece bazılarıydı. Yasaları öğrenirken belirli bir sırası veya bütünlüğü olmaz, bazen bir kaçı aynı anda karşılarına çıkabilir ve zamanın ruhu neyi gerektirirse, onu konuşur ve üzerinde düşünürler, bazen de bir yasayı anlamak, günler hatta aylar alabilirdi.
Tüm disiplinler bütünün parçası olduğu için, tüm konular da bütünden tekile, sonra tekillerin birbiri ile ilişkilerine, oradan da tekrar bütüne geri dönülerek anlatılırdı. Tüm kainat bir çembere benzetilirse, kainatın içindeki soyut yada somut her şeyin doğası ve çalışma mekaniği, çemberin orta noktasından kenarlara doğru anlatılır, bunların birbirini etkileme gücü ve birbirleriyle bağlı oluşları açıkça gösterilir, son olarak da çember kapatılarak her şeyin aslında ‘teklik’ olduğu bilinci ile eğitim tamamlanırdı.
Yaşarken öğrendiklerini uygulamak ve değerlendirmek konusunda herkes sonsuz bir serbestlik ve özgür iradeye sahipti ve her bilgi özeldi. Ancak hiç biri kesin yargı içermez, konu ne olursa olsun, herkes kendi özüne sorarak karar verir ve bütünüyle saygı görürdü. Hayat doğru yada yanlışın olmadığı bir oyundu. Bu nedenle, sadece seçimler, kararlar ve onların sonuçlarından söz edilebilirdi.
Çocuklar tüm toplumun çocuklarıydı ve bu insana yeri doldurulmaz bir güven duygusu verirdi. Her çocuk kendisine has nitelikleri olan eşsiz birer varlık olarak görülür, her insan yaşı, cinsiyeti ve diğer bütün özellikleri ne olursa olsun sevgiyi ve saygıyı hak ederdi. Tıpkı bütün diğer canlılar gibi.
Bu sebeple, hiç kimse belirli bir kalıba sokulmaya zorlanmaz, farklı düşüncelere, renklere ve özelliklere sahip oldukları için herkes çok sevilir ve değer görürdü. Çocuklara en çok da, bu farklılıkların ne kadar özel olduğu öğretilir, doğuştan gelen yeteneklerini geliştirmek için sonsuz fırsatlar sunulur, ruhlarıyla uyumlu aktiviteler yapmaları için herkes özenle ve ayrı ayrı teşvik edilirdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: