Ülkemizde emekliler yıllardır birikmiş hak kayıplarının ve yoksullaştırıcı politikaların
ağır yükü altında eziliyor. Hayatını alın teriyle kazanan bir zamanlar bu ülkenin üretim
gücünü sırtlayan bugünün emeklileri, iktidarların rant odaklı politikaları sonucunda
yaşamlarının en hassas dönemlerinde ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun
bırakılmıştır.
Bugün Türkiye’de 16 milyonun üzerinde emekli var. Hayatlarının büyük kısmını
emeklerini satarak geçiren bu 16 milyon insan bugün gerçek bir sefalet içindeler.
Oysa AKP iktidarının temsilcileri utanmadan emeklilere nasıl güzel bir hayat
yarattıklarını anlatıyor. Utanmadan "12 bin 500 TL" vermekle böbürleniyorlar.
12 bin 500 TL ile yaşanıyorsa milletvekili maaşlarına, vekil emeklisi maaşlarına,
bakan maaşlarına, Cumhurbaşkanı maaşına, Cumhurbaşkanı emekli maaşına ne
gerek var? O zaman siz haksız kazanç elde ettiğinizi itiraf ediyorsunuz.
Emekliliğin bir haktan ziyade bir lütuf gibi sunulmaya başlandığı bu dönemde, sosyal
güvenlik sistemi, sermayenin çıkarlarına hizmet eden bir ticaret aracı haline
getirilmiştir. AKP’nin “Sosyal Güvenlik Reformu” adı altında yürüttüğü dönüşüm,
emeklilerin primleriyle oluşturulan kamu kaynaklarını özel sektöre devretmiş, bireysel
emeklilik sistemleriyle emeklilik haklarını ekonomik risklerle dolu bir alana
hapsetmiştir.
Bugün emekliler, yaşlılık döneminde sosyal risklere karşı korunacağı yerde, adeta
özel sektörün “kârlı bir yatırım alanı” haline getirilmiştir. Sağlık hizmetlerinden
barınmaya, gıda ihtiyaçlarından sosyal desteklere kadar her alanda yoksulluğun
derinleştiği bu düzende, emeklilik bir hayatta kalma mücadelesine dönüşmüştür.
Öte yandan emekli maaşlarının bağlanma oranları sürekli değiştirilmiş, aylık bağlama
oranları düşürülmüş ve maaşlar altı ayda bir yapılan göstermelik artışlara mahkûm
edilmiştir. Emekliler, alın teriyle hak ettikleri ekonomik güvenceden yoksun
bırakılarak, en ihtiyaç duydukları dönemde yalnız bırakılmıştır.
Emekli maaşları, enflasyon karşısında erimeye devam ederken, yapılan seyyanen
artışlar sadece açlık sınırının altında eşitlenmeyi sağlamıştır. AKP 2002 yılında
iktidara geldiğinde en düşük emekli aylığı olan 216 TL dokuz çeyrek altın alabilirken
bugün 12500 TL emekli aylığı ancak 2 çeyrek altın alınabiliyor. Sadece bu rakam bile
emeklilerin nasıl yoksullaştırıldığını açıkça gözler önüne sermektedir.
Bugün Türkiye’de emeklilerin yüzde 80’i, açlık sınırının altında bir gelirle gerçek bir
yaşam savaşı veriyor. Emekli maaşları ile geçinemeyen çok sayıda emekli ek iş
yapmak zorunda kalıyor, bu esnada iş kazalarında yaşamlarını yitirebiliyorlar.
AKP’nin hayallerini süsleyen açıkladığı “Sosyal Güvenlik Reformu”nun devamı olan
“Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi”, emeklilerin var olan sorunlarını çözmek bir yana,
daha da derinleştirir. İktidar, emeklilerin sırtından rant devşirerek sermayeye yeni
kaynaklar yaratmaya çalışmaktadır.
Bugün emeklilerin yaşadığı sorunlar sadece maaş zamlarıyla çözülemez. Sorunun
temelinde, iktidarın ve sermayenin rant odaklı politikaları yatmaktadır. Emeklilerin
hakları parça parça ellerinden alınmış, sosyal güvenlik sistemi bir şirket mantığıyla
yönetilmeye başlanmıştır.
Bize kaynak yok mavalını okumasın kimse. Biz kaynağın nereye, kimlere peşkeş
çekildiğini çok iyi biliyoruz. 2025 bütçesinde patronlar için 300 tane vergi istisnası var.
Vergileri affedilen patronları ise biz artık saymaktan bıktık.
TİP’li emekliler olarak diyoruz ki;
Emekli aylığının alt sınırı için taban ücret belirlenmeli,
Aylık bağlanma oranı %35'ten %75 seviyesine çıkarılmalı,
Emeklilerin refah artışından paylarını alabilmeleri için, emekli aylığı artışlarında
büyüme oranını %30 değil, %100 oranında dikkate alınmalı,
Bireysel emeklilik dayatması derhal durdurulmalı ve kamusal sosyal güvenlik sistemi
yeniden inşa edilmelidir.
Emeklilerin sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırılmalı, emekliler özel hastanelere
mahkum edilmemeli,
Kendi evi olmayan emeklilere kira desteği sağlanmalı, gerek merkezi yönetim
gerekse yerel yönetimler tarafından yaşlıların sosyal hayata katılımını artıracak
programlar hayata geçirilmelidir.
Emekli yurttaşlarımıza sesleniyoruz: Bir zamanlar bu ülkeyi emeğiyle kalkındıran
emekliler olarak haklarımız için gelin hep birlikte mücadele edelim. Alın terinin
karşılığını alan, hakları gasp edilmeyen, insanca bir yaşam süren bir Türkiye’yi hep
birlikte inşa edelim. Tüm emeklilerimizi haklarına sahip çıkmaya, mücadelemize
katılmaya davet ediyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: