DEVLET GEREKENİ YAPAR…
Yayınlanma :
22.04.2020 10:54
Güncelleme
: 22.04.2020 10:54
Hele ki, bin yıllık bir Devlet geleneği olan Türk Devleti’nin gücü hiç mi hiç
tartışılamaz.
Devletimizi yıkmaya çalışan düşmanlarımız, ülkemizdeki yerli işbirlikçileri vasıtası
ile durmadan, bıkmadan, usanmadan faaliyetlerini devam ettirmektedirler.
Bu Devlet düşmanlarından kurtulmamız mümkün değildir.
Ya bunların istediği gibi yönetileceğiz ya da bu düşmanlık sonsuza kadar devam
edecektir.
Devlet kendisini yıkmak isteyen düşmanlarını çok iyi tanımaktadır.
Onların neler yapabileceğini de bilir.
Onlara karşı da her zaman plan ve programı da hazırdır.
Bizler zaman zaman isyan ederiz.
“Devlet nerede? Neden bu eylemlere müdahale etmiyor? Bunlara göz yumuyor.”
diye kırgınlıklarımızı da her daim gündeme getiririz…
Halbuki, Devlet, bunları bizlerden daha dikkatli bir şekilde takip etmektedir.
Devlet, zaman ve zeminin oluşmasını bekler.
Bizim aklımızla hareket etmez.
Hissi davranmaz.
Sabreder.
Zamanı geldiğinde de enselerine çöker.
Hiç kimse Devletten daha güçlü, Devletten daha büyük değildir.
Merkezi yönetim, yerel yönetim diye bir yönetim biçimimiz yoktur.
Tek bir merkezden yönetiliriz.
Valiler, Kaymakamlar, Belediyeler ve Muhtarlıklar T.C. hükümetinin emrinde
çalışırlar.
Hiç bir kurum kendi başına bağımsız bir şekilde her hangi bir işlem yapamaz.
Yapacakları her çalışma, yasaların verdiği yetkiler çerçevesinde olur.
Hatırlayın; bir zamanlar kendilerini bir halt zanneden PKK’lı Belediyeler ve
yöneticileri, Doğu ve Güneydoğu’da Özerklik ilan ettiler.
Hendekler kazarak savaşa hazırlık yaptılar.
Devlet bu ABD uşaklarını kazdıkları hendeklere gömdü.
Şimdi bu görevi PKK’dan devralan FETÖ’nün kaset genel başkanı, CHP’lileri
partiden tasviye ederek ihanetçi bir kadro oluşturdu.
Hendek savaşının mağlupları bir türlü vaz geçmiyorlar.
Yine deniyorlar.
Yeniden deniyorlar.
İBB başkanı İmamoğlu her fırsatta bir takım şeyleri kaşımaya devam ediyor.
Anadolu’da çok güzel bir söz vardır.
"Eceli gelen it, cami duvarına işermiş"
Hükümeti dinlemeyen, kendini bir halt zanneden, yalan ve yanlış ifadeler
kullanan, PKK’ya da borcu olan bu devşirme ve benzerleri için Devlet mutlaka
gereğini yapacaktır.
Biz sabırla bekliyoruz.
Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Bir gazetede köşe yazarlığı yapan ve cami duvarına işemeye devam eden başka
bir it, ülkemizin ve tüm dünya devletlerinin virüse karşı vermiş oldukları ölüm kalım
savaşı sırasında, ordunun ülke yönetimine el koymasını talep etmektedir.
Geçmiş olsun it oğlu it.
Ordumuz çok şükür, Türkiye Devletinin emrindedir.
ABD babanız devre dışıdır.
Eski alışkanlıklarınızı şimdi yapamazsınız.
FETÖ’cüler artık orduya komuta edemiyorlar.
Halk TV’de spikerlik yapan bir kokana var.
Suratını görenin iştahı kapanıyor.
Bu ucube açıkca suç işleyen ifadeleri devamlı kullanıyor.
Ben son bir ifadesini sizlere aktarmak istiyorum.
"Devleti yöneten AK partiye karşı, silahlı eyleme geçeriz" diyen bu kendini
bilmez, ne yaptığının farkında değil…
Herhangi bir hesap sorulmayacağını zannediyorlar…
Ama, yanılıyorlar…
Bir diğer geri zekalı, “Berat Albayrak bizim belediyelerin tüm paralarını derhal
ödesin. Kesinti yapmasın. Eğer ödemeleri geciktirirse iki ay içinde sosyal patlama
olur” diye Devleti tehdit ediyor.
Sanki Belediyeler babalarının malıdır.
Siz kimsiniz be alçak adamlar.
Kendinize gelin.
Belediyelerin tamamı Devletin denetiminde olan Devlet kurumlarıdır.
Yöneticileri farklı siyasi partiden olabilir.
Bunlar Devlete rağmen hiç bir farklı işlem yapamazlar.
Kendinize gelin.
Aklınızı başınıza toplayın.
Yoksa Süleyman Soylu’nun Osmanlı tokatını yersiniz, bir daha kendinize
gelmemek üzere.
Değerli okurlarım, tüm bu yapılan kalitesizliğin amacı, Erdoğan’sız bir
Türkiye hayalidir…
Ama bilmiyorlar ki; bü ülkeyi kimseden talimat almadan yöneten yüzyılın
tek lideri ERDOĞAN’dır.
Bundan kurtulmak isteyen emperyalist güçler, yerli uşaklarını görevlendirerek
bıkmadan usanmadan saldırıyorlar.
Koronavirüsten medet uman bu alçaklar sürüsünün bu anlamda hevesleri
kursaklarında kaldı.
Virüse karşı Devletimizin başarısını hazmedemeyen it sürüleri çok üzgün
durumdadırlar.
Eğer İtalya gibi olsaydık çok mutlu olacaklardı.
Bu fırsattan da yararlanamadılar.
Kuduruyorlar.
Yazılarımda hakaret kelimeleri kullandığım için üzgünüm.
Yapacak bir şey yok.
Alçağa alçak demek suç ise ben bu suçu işlemeye devam edeceğim.
Seviyesiz, kalitesiz bir gürühla karşı karşıyayız.
Onların dili ile konuşmak zorundayım.
Daha temiz ve daha kalileti bir muhatap bulmak dileği ile KALIN
SAĞLICAKLA…
İDRİS ORTAKAYA
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: