İKİ AY ARADAN SONRA YENİDEN BİRLİKTEYİZ…

Değerli okurlarım, hepinizi saygı ve sevgi ile selemlarım.
Sağlığımla alakalı bir takım sıkıntılar yaşadım.
O nedenle yazılarıma ara vermek zorunda kaldım.
Şükürler olsun sorunlarım sona erdi.
Gayet iyi bir durumda hissediyorum kendimi…
Bu arada salgın hastalık nedeni ile bir çok akraba ve arkadaşlarımı kaybettim.
Halen yoğun bakımda bulunan akrabalarım var…
Hastalara acil şifalar, vefat edenlere Allahtan rahmet diliyorum.
Dr. Mustafa Kurt kardeşimin zamansız ölümünden çok büyük bir üzüntü
duydum.
Mekanı Cennet olsun inşallah.
***
Aşılama konusunda ülkemizin başarısı bizi gururlandırıyor.
Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere emeği geçen diğer yöneticilerimizin
tümüne şükranlarımı sunuyorum.
Bir yandan salgın hastalıkla mücadele, bir yandan hiçbir ülkenin yapamadığı
yatırımlarla ülkenin çıtasını yükseltme, öyle her ülkenin harcı değil…
Yol hizmetleri, baraj hizmetleri, Marmara denizin temizlik hizmetleri, depremde
mağdur olanların mağduriyetini giderme hizmetleri, savunma sanayi ile ilgili hizmetler,
esnaf ve sanatçıların mağduriyetini giderme hizmetleri, ihracat ve turizm hizmetleri,
en önemlisi de Dünya beşten büyüktür anlayışı doğrultusunda Antalya’da
düzenlenen uluslarası toplantı….
Bu toplantı, ülkemizin Dünya lideri ülke konumuna gelmesinin altyapısıdır.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı ya adam gibi bir konuma gelecek ya da gelecek...
***
Ülke yönetilemiyor, diyen uzaktan kumandalı Millet ittifakı, ağa babalarının
talimatları ile denemedikleri yöntem kalmadı.
Yalan, iftira, sahtekarlık diz boyu…
Ülkemizin açık ceza evi olduğunu yabancı ülkeler nezdinde dile getirip
“vatandaşlarınızı Türkiye’ye göndermeyin, can güvenliği yoktur” diyecek kadar
alçakça tavırlar içerisinde olanları ise Allah’a havale ediyorum…
Düşmanlarımızın yapamadıkları alçaklığı bunlar çekinmeden yapmaktadırlar.
Şimdi yoksulluk, fakirlik, açlık kozlarını gündeme getirerek halkı galeyana
getirmeye çalışacaklar.
***
Değerli okurlarım, Kapitalist sistemin acımasızlığına ilişkin bir çok yazılar
yazarak sizlerle paylaşmıştım.
Korona salgını sisteme baş kaldırı eylemlerini ertelemiştir.
Bu salgın bitiminde, Dünyanın her yerinde sisteme karşı eylemler
başlayacaktır.
Dünyanın tamamı alabildiğince yoksullaşmış ve daha çok yoksullaşacaklardır.
Çünkü sistem bunu gerektiriyor.
Bu kapitalist sistemin tek alternatifi İslami ekonomik sistemdir.
Bu sistemin de dünyada etkin bir hale gelebilmesi için, Erdoğan’ın
liderliği şarttır.
Tabii ki kolay bir iş değildir.
Bu konu üzerinde Erdoğan’ın önemli çalışmalar yaptığını biliyorum.
Uluslararası Antalya toplantıları bu gelişimlerin bir göstergesidir.

Ya kapitalist sistemin kölesi olacaksın, ya da İslami sistemin gelmesi için
mücadele edeceksin.
***
Dünyada yoksulluk alabildiğince artacaktır.
Ülkemiz de bu fırtınadan kesinlikle etkilenecektir.
Bu sorun yalnızca Türkiye’nin sorunu değil.
Tüm Dünya ülkelerinin sorunudur.
Kısacası sistem sorunudur.
İnsanlar alabildiğince yoksullaşacak, işsizlik hat safada olacak.
Bu olumsuz gelişmenin sebebi ülke yöneticileri değildir.
Sistemin ta kendisidir.
Zillet ittifakı bu konuyu yöneticilerin beceriksizliği diye kamuoyuna sunacak...
Vatandaşı bu anlamda politize etmeye çalışacaklar.
Ama başaramayacaklar.
***
Ülkemizi yönetenlerin hiç bir kusuru yok mu?
Elbette var.
İnsanın olduğu her yerde, pislikte mevcuttur.
Pislik insanlar, dün de vardı, bu gün de var, yarın da var olacaklar…
Allah ülkemizi bu pisliklerden muhafaza etsin.
***
Bizim ölçümüz ülkeye yapılmış ve yapılacak olan hizmetler olmalıdır.
Yaklaşık elli yıllık bir geçmişimizi net bir şekilde analiz edebiliyorum.
Onlarca banka soyulmuştu.
Ekonomik olarak İMF’ye teslim edilmiştik.
SSK’lılar olarak eczanelerden ilaç alamıyorduk.
O yönetim biraz daha devam etmiş olsaydı, Emeklilere maaş ödenemezdi.
Hatta memurlara bile maaş ödenemezdi.
Ülkemiz iflas etmişti.
Bu iflas etmiş ülke yönetimini devralan Erdoğan ülkemizi bölgenin en büyük ve
en güçlü ülkesi haline getirmiştir.
Mevcut şartlarda Erdoğan’sız bir Türkiye düşünülemez.
Saygılarımla…

İDRİS ORTAKAYA