Hamd olsun alemlerin rabbine diyen, yüce bir dinin mensupları olmamızdan dolayı, yaratılanı severiz, yaradandan ötürü, anlayışından haraketle, yaradılmışların aralarında din, dil, renk, ırk ayrımı yapmadan insani ve islami yaklaşımda bulunmak zorunda olmamız, hem insani hem de islami anlamda görevimizdir.
Bu önemli görevlerimizin bilincinde miyiz?
Bu anlamda kendimizi hiç sorgulama gereği duyduk mu?
Yüce Allah öyle büyük nimetler vermiş ki bizlere…
Kıymetini biliyor muyuz?
***
Dünyamız ve bizlere verilen nimetler tüm canlı varlıklara çok çok fazlasıyla yetebilecek durumda…
Ama insan oğlu doyumsuz bir varlık…
Doyumsuzluk, aslında çok olumsuz bir duygudur.
Ne yazık ki insanın yaradılışında mevcuttur.
İşte insan ve islam olmamızın ana temelini burası oluşturmaktadır.
İnsan, kendi içindeki duygularla savaş halindedir.
Bu savaşta olumsuz duygularımızı törpülüyerek onun yerine iyi duygularımızı galip getirebilirsek, mevcutlarla yetinen, şükreden, kanaatkar, iyi bir insan ve islam olmanın ilk adımını atmış oluruz.
Yani nefsin seni şeytani anlamda yönetmeyecek, sen nefsini denetimin altında tutarak rahmani anlamda yöneteceksin.
O zaman mesele bitmiş olur.
Aksi olursa, şeklen insana benzeyen, özünde canavarlardan daha tehlikeli bir yaratık haline dönüşülür.
***
Tüm canlılara fazlasıyla yetebilecek durumda olan dünyamız ve bahşedilen nimetler bu doyumsuz yaratıklar tarafından gasp edilmiştir.
Her gün binlerce insan açlıktan ölmekte..
Mükemmel bir denge üzerine kurulmuş olan dünyamızın dengesini de çıkarları uğruna bozdular.
Her gün sel felaketleri, hortumlar, depremler, yangınlar ve benzeri doğa olayları dünyamızı yaşanmaz hale getirmektedir.
İnsanoğlu iki yıldan beri salgın hastalığın pençesinde inim inim inlemektedir.
Altımilyona yakın insan hayatını kaybetti.
Buna her gün onbinlerce insan dahil olmaktadır…
Salgın, halen zirve halindedir.
Ne zaman biteceği de belli değil…
Bu felaketten bile bir ders çıkarmış değiliz.
***
Demokrasi, insan hakları, medeniyet gibi değerlerden söz edildiğinde ilk akla gelen ABD ve Avrupa ülkeleri olurdu.
Ne kadar büyük bir yanılgı içindeymişiz.
Bunların ne kadar iki yüzlü, alçak, yalancı ve namussuz olduklarını salgın hastalık ve göçmen sorunları nedeniyle tanıma fırsatı bulduk.
Geçmişimizi bizlere unutturmaya çalışan "Tek dişi kalmış canavar" sahte medeniler, bizim geçmişimizi çok iyi bilenlerdir.
Altı yüz yıl cihanı yöneten Osmanlı İmparatorluğu’nun bünyesinde yaşayan farklı din, farklı dil, farklı ırka mensup insanların inanç ve yaşam biçimlerine hiç bir şekilde müdahale edilmemiştir.
Osmanlı’dan kopya ettikleri demokrasi, insan hakları ve medeniyet değerlerini kendilerine mal etmeye çalışanlar, başaramadılar.
Sınıfta kaldılar.
***
Akdeniz, Ege Denizi ve Avrupa devletlerinin sınırı olan diğer denizlerde on binlerce göçmen boğuldu.
Denizler insan cesetleri ile doldu taştı.
ABD’de de aynı manzaraları acı içinde izlemeye devam etmekteyiz.
Avrupa birliğinin militanlığına soyunan Yunanistan’ın katilleri göz göre göre insanları katletmektedir.
Binlerce insanın bu insana benzeyen katil canavarlarca denizlere gömüldükleri tüm dünyanın bilgisi içindedir.
Bu alçaklara nasıl insan denilir?
Nerede bunların insan hakları evrensel beyannameleri?
Nerede bunların medeniyeti?
Nerede bunların demokrasi anlayışları?
Polanya sınırında bekleyen iki bin göçmen aç ve açıkta, her gün ölmektedirler.
Kos kocaman Avrupa ülkeleri ikibin göçmeni kabul edemediler.
Biz beş milyon insanı barındırıyoruz.
Bu alçak ve küçük anlayışın temsilcilerine nasıl insan diyebiliriz?
Bunlar hem islam düşmanı hem de insan düşmanlarıdırlar.
***
Yazımın başında belirtmiş olduğum insana has iyi ve kötü duyguların savaşının galibi kötü duygular olursa, insan, bir felakete dönüşür.
Ne acıdır ki dünya bu felaketleri yaşamaktadır.
2020 ve 2021 dünya insanları açısından çok zor ve çok sıkıntılı bir süreci içeriyordu.
2022 yılının dünya insanlarına insanca yaşanabilir bir ortam oluşturmasını dilerken, dünyanın adil olmayan düzeninin değişmesi konusunda çok çiddi bir çalışma başlatan Erdoğan’ın başarıya ulaşmasını canı gönülden temenni ediyorum.
***
Erdoğan dünyaya insanlık dersi verdi.. Yaklaşık 150 ülkeye maske ve diğer sağlık malzemeleri gönderdi.
Yerli Aşı'mız olan TURKOVAC’ı ihtiyaç duyan her ülkeye bedelsiz olarak vereceğini deklare etti.
Afrika ülkelerine on milyonlarca doz aşı yardımında bulundu.
Dünya beşten büyüktür, tezini savunarak gerekli girişimlerde bulundu.
Acımasız, gaddar, insanlık dışı, köle anlayışı olan kapitalist sistemin en önemli özelliği olan faiz ve tekelci anlayışını elinin tersiyle iterek, dünya emekçilerinin ekonomik kurtuluşu olan adil düzen islami ekonomik sistemin temelini attı.
Yeni yılda insanlık adına yapılabilecek her türlü hizmeti yapabilen insanlara başarıla r dilerken, sistemini insanların sömürüsü üzerine inşa eden alçakları da lanetliyorum.
Bu anlayış doğrultusunda yeni yılın, ülkemize ve tüm Dünya emekçilerine hayırlı, sağlıklı, adaletli ve mutlu bir yaşam getirmesini dilerim.
Saygılarımla…
İDRİS ORTAKAYA
.
İNSANLIK ADINA SINIFTA KALDIK!.
Yayınlanma :
01.01.2022 12:45
Güncelleme
: 02.01.2022 21:19
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yorumlar
Kalan Karakter: