Dünyanın mevcut düzenini bozabilecek belki de tek insan Erdoğan.
Erdoğanlı bir Dünyada güçlüler haklı olamaz.
Büyük balık küçük balığı yutamaz.
Zalimler dilediğini yapamaz.
Mazlumlar haksızlığa uğramaz.
Türkiye çok güçlü bir ülke konumuna gelir.
Osmanlı imparatorluğu yeniden kurulur.
Birleşmiş Milletler dağılır.
Ya da yeniden adil bir şekilde yapılandırılır.
Dünyanın sahibi beş Devlet değil, tüm Devletlerin söz ve karar sahibi oldukları bir yapı oluşur.
Dünyanın sahipleri için kabul edilmesi mümkün olmayan korkunç, büyük bir kayıp.
Bu adamın önü kesilmeli.
Yani onlara göre "yılanın başı küçükken ezilmeli".
Hemen harekâta geçildi.
Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken bir şiir okuması bahane edilerek görevden alındı ve tutuklandı.
Aynı zamanda siyasi hakları da elinden alındı.
Bırakın başbakanlığı Muhtar dahi olmasının önü kesilmişti.
Erdoğan hapisten çıkınca Ak Parti’yi kurdu.
İlk seçimde iktidara aday olan, sayısal çoğunlukla Meclis’te temsil edilen bir siyasi parti konumuna geldi.
Hükümeti kurma görevi verildi.
Hükümet kuruldu.
Abdullah Gül başbakan oldu.
Ak Parti çok büyük bir sıkıntı yaşatmadı.
Çünkü iktidarda onlar vardı.
Ak Partiyi onlar yönetmeye başladılar.
Bürokrat atamalarına dahi müdahale ettiler.
Hükümet, Devleti yönetme konusunda yetki sahibi değildi.
Buna rağmen Cumhuriyet elden gidiyor mitingleri başladı.
Silahlı kuvvetlerin içindeki yandaşları dişlerini göstermeye başladılar.
Yani Ak parti hükümeti muhasara içine alındı.
***
O dönemde ülke ne durumda idi; ülkemiz bölünmüştü.
Doğu ve Güneydoğu PKK’ya tahsis edilmişti.
Devletimiz o bölgelerde göstermelik bir durumdaydı.
Bölge illeri, ilçeleri ve hatta köyleri bile PKK’nın görevlendirdiği militanlarca yönetiliyordu.
Vergi, adalet ve güvenlik konusunda teşkilatlar oluşmuştu.
PKK yetkilileri yerel TV’lerde açıkça bu faaliyetlerini anlatıyorlardı.
Ülkemizin diğer bölgeleri FETÖ denetimindeydi.
FETÖ’nün girmediği hiç bir alan kalmamıştı.
Devletin kılcal damarlarına kadar sirayet etmişti bu FETÖ mikrobu.
Astığı astık, kestiği kestikti…
FETÖ aleyhinde bir rapor yayınlayan bilim adamı Haplemitoğlu ve birçok aydın öldürüldü.
Tüm Devlet gücü ellerindeydi.
Kimse korkusundan FETÖ’nün aleyhinde konuşamazdı.
FETÖ’ye yakın olmak, onunla bir fotoğraf karesinde yer almak şerefti.
Yüzyılın Deccalı hoca efendi, ABD adına görevli alçak namussuz bir uşaktı.
***
Ülkemizin ekonomisi bizim denetimimizde değildi.
İMF bizi yönetiyordu.
İMF’nin istemi dışında ekonomik anlamda hiç bir tasarrufta bulunma yetkisine sahip değildik.
Ülkemizde bulunan on dört adet bankanın içi boşaltılmıştı.
“Gemisini kurtaran kaptandır anlayışı ile hırsızlar namussuzlar ülkeyi soymuşlardı.
Ülke kimsenin umurunda değildi.
Bitmiş tükenmiş bir Devlet durumuna getirilmişti.
Alçak Deccal vaaz veriyor "Haçlılardan korkmayın, onlar sizin namusunuza ırzınıza kötü gözle bakmazlar" diyerek ülkenin haçlılarca işgalinin alt yapısını oluşturmaya çalışıyordu.
ABD, AB ve diğer haçlı şeytanların yüz yıllık planları gerçekleşmiş durumdaydı.
Ülkemizin çeşitli bölgelerinde petrol araması yapan haçlı şirketler buldukları petrolden bize pay vermesinler diye “petrol yok gerekçesi ile kapattıkları kuyuları” tekrar açma girişimlerine başlamışlardı.
Yüz yıllık planları gerçekleşmek üzereydi.
Tam bu sırada Deniz Baykal bir sürpriz yaptı.
Deniz Baykal, Erdoğan’ın siyasi yasağının demokratik olmadığı inancındaydı.
Olamaz böyle bir anlayış.
Adamın genel başkan olduğu partisi iktidar ancak adam siyasi yasaklı.
Bu uygulama Deniz Baykal’ın anlayışına ters düşüyordu.
Bu anlamda bir yasa teklifi vererek Erdoğan’ın siyasi yasağını kaldırarak kendi sonunu hazırladı.
Çok büyük bir bedel ödemek zorunda kaldı.
Partisinde istifa etmek zorunda kaldı ve kahrından felç geçirdi.
Erdoğan’ın önü açıldı.
Milletvekili seçildi.
Başbakan oldu.
***
Evet, değerli okurlar, Erdoğan böyle bir ülkenin Başbakanı oldu.
Tüm çevresi FETÖ’cüler tarafından kuşatıldı.
Yatak odasına kadar dinleme cihazları yerleştirildi.
Yani nefes alışı dahi FETÖ’nün denetimi altındaydı.
Bu şartlarda görev yaparken “büyük lider olmanın vermiş olduğu üstün yetenekle” çok akıllı ve çok dikkatli bir şekilde Devletin içinde güçlü olmaya çalıştı.
Birçok olumsuzlukları görmemezlikten gelerek, zemin oluşmasını sabırla bekledi.
Başına gelebilecek her türlü olumsuzluklara karşı hazırlıklıydı.
Tarihi tekerrür ettirmeme konusunda kararlıydı.
Tarihten ve geçmişten ders çıkararak tedbir aldı.
Allah’ın yardımı, cesur, kararlı ve ölümüne mücadelesini devam ettirdi.
Devlet içindeki savaşı kazanmak, devlet yönetiminde söz ve karar sahibi olmak için çok büyük mücadeleler verdi.
Onlarca kumpaslar kuruldu.
Öldürülmesine karar verildi.
Her türlü kahpelikler yapıldı.
Hem yerli hem de yabancı namussuzlar tarafından.
Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu’da PKK’nın kazdığı hendeklere hem PKK’yı hem de ABD’yi gömdü.
Utanmadılar.
Vaz geçmediler.
Suriye’de Barış Pınarı, Zeytin dalı, Fırat Kalkanı operasyonları ile PKK ve ABD’yi yeniden hendeklere gömdü.
Halen vaz geçmiş değiller.
Yeniden gömülmek için zemin oluşturuyorlar.
***
İMF denen emperyalizmin finansörlerine olan borcumuzun tamamını ödeyerek ülkemizden kovdu.
Savunma sanayisinde çok önemli gelişmeler kaydetti.
Toplu iğne dahi yapamayan ülkemiz bu gün Dünyanın en güçlü ordusuna milli silahları ile sahip oldu.
Betonla kapatılan petrol kuyularımız açılmaya başlandı.
Doğal gaza sahip olduk.
Doğu Akdeniz’de tüm engellemelere meydan okuduk.
Mavi vatanımızın korunması namus meselemiz oldu.
Ülkemizin tüm yer altı ve yer üstü kaynaklarını denetimimiz altına aldık.
Adamların yüz yıllık planlarını bozduk.
Allak bullak oldular.
Şaşkın durumdadırlar.
Ayrıca Dünyanın en saygın ülkesi konumuna geldik.
Erdoğan, Dünyanın en güvenilir lideri konumundadır.
Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşı bitirebilecek tek ülke ve tek lider Türkiye ve Erdoğan’dır.
Tahıl sorunu çözülerek açlığa mahkûm edilen Dünya ülkeleri için önemli bir hizmet vermenin gururunu yaşamaktayız.
Erdoğan durdurulamıyor.
ABD’nin uşağı PKK bitmek üzere…
Alçak FETÖ örgütü bitmek üzere…
***
Fransa parlamentosunda 102 parlamenter bildiri yayınlayarak, PKK’ya yapılan saldırıları kınadılar.
“Türkiye aklını başına alsın. Müttefiklerimizi Türkiye’ye karşı koruyacağız” dediler.
Tüm Türkiye düşmanları birleşmiş, Erdoğan düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı şekline gelmiş.
Erdoğan gitsin.
Kim gelirse gelsin mantığı ile bezenmiş birçok yerli ihanetçiler peyda olmuş.
Vatana ihanet yasası çıksın, dedik.
İhanetçilerin mal varlığına el konulsun, vatandaşlıktan atılsın, dedik.
Kimseye dinletemedik.
Bu kadar hain Dünyanın hiç bir ülkesinde yoktur, demeye başladılar.
Hainlerin seçme ve seçilme hakları devam ederken, hainlerin çokluğundan şikayet etmeye hakkınız yok.
FETÖ’nün tescilli siyasi ayağı K.Mal’dır.
İkinci önemli ayağı Meral’dir.
- Babacan’dır.
Arınç’tır.
Abdullah Gül’dür.
Karamollaoğlu'dur
Bu açık seçik ihanetçiler için ne yaptınız?
Her şeye rağmen ben yine de umutsuz değilim.
“Devlet yarına bırakır, yanına bırakmaz” diye düşünürken sizlerden de bu konuda ciddi bir adım atmanızı bekliyorum.
En azından ihanetçilerin seçme ve seçilme hakları ellerinden alınsın.
***
FETÖ ve PKK pratikte sınıfta kaldılar.
Hendek eylemleri ile 15 temmuz işgal girişimi ve gezi olayları başarısızlıkla sonuçlandı.
Şimdi tek umutları FETÖ’cü siyasiler kaldı.
Acaba vatandaşı kandırarak seçimle Erdoğan’ı devirebilir miyiz?
Yalancılığı mahkeme kararı ile tescil edilen K. Mal her türlü pislik yapan bir piyon durumuna dünüştü.
Allah’tan kimse bu yalancıya inanmıyor ve güvenmiyor.
“Sözüm sözdür” diyor.
“Belediyelerde çalışan hiç bir işçinin işine son vermeyeceğiz. Size namus sözü veriyorum” diyen adamın partisi belediye seçimini kazanıyor, sadece İstanbul Belediyesi’nden on binlerce işçinin işine son veriliyor.
Namus sözü veren K. Mal de ne namus koydular, ne de şeref.
Kendi belediye başkanlarına söz geçiremeyen bu zavallı adam, şimdi ülkemizin Cumhurbaşkanı adayı olacak.
Böyle kişiliksiz birinin adaylığından bile utanıyorum.
Bu halde sana güvenen, yalanlarına kanarak sana oy verenlerde senin karakterinde olanlar olacaktır.
Seçimi kazansanız bile bu ülke sizin gibi hainlere teslim edilemez.
Eğer size bu ülke yönetimi her ne gerekçe ile teslim edilirse, teslim edenler ihanetçilerin ortağı olur.
Bitmiş, İflas etmiş, hainlerce işgal edilmiş bir ülkeyi şu anda dünyanın en güçlü ülkelerinden biri durumuna getirmiş olan Erdoğan, Ülkemiz ve Dünyamız için Allah’ın bir lütfudur.
Bu devasa kazanımlar demokrasi safsataları gerekçesiyle hainlere teslim edilemez.
Bu yazdıklarımı herkes bilmemektedir.
Bu yazı içeriği herkese anlatılmalı.
Özellikle 35 yaş altı gençlere ders olabilecek bir metin haline getirilerek dağıtılmalıdır.
35 yaş üstü insanlarında en az yüzde ellisi bu detayları bilmezler.
Onlara da anlatılmalı.
Bu ülkemiz için çok önemli ve çok gerekli bir bilgi birikimidir.
***
Ben Devrimci bir adamım.
Türkiye devrimcileri olarak Tam Bağımsız Türkiye için canımızı malımızı feda etmeye hazır olduğumuzu düşünüyordum.
Canlarını feda eden devrim şehitlerinden başta Deniz Gezmiş olmak üzere diğer kardeşlerimi rahmetle anıyorum.
Deniz Gezmiş’e son isteği sorulduğunda; “yaşasın tam bağımsız Türkiye, kahrolsun Amerikan emperyalizmi” demiştir.
Tüm samimi devrimcilerin Erdoğan’ın yanında yer almaları gerekirken, bunların büyük bir bölümü Erdoğan düşmanı olmuşlar.
Amerika’nın uşaklarına uşaklık yapmaktadırlar.
Bunları yöneten satılmışlar hariç diğer aptallık yapanlara mesele iyice anlatılırsa onları kazanabiliriz.
Tabii ki bu bir ciddi çalışmayı gerektirmektedir.
Ben SEKSEN İHTİLALİNDE İDAMLA YARGILANDIM.
Sonuçta on yıl siyasi yasaklı oldum.
Siyasi yasağım siyasi liderler için yapılan referandumla kaldırıldı.
Erdoğan beni tanımaz.
Ama ben Erdoğan’ı çok iyi tanıyanlardan birisiyim.
Kişisel olarak, Erdoğan’dan her hangi bir beklentim olmadı ve olmayacak.
Çok şükürler olsun ihtiyacım da yoktur.
Ak Parti ile yakından uzaktan hiç bir ilgim de yoktur.
Hatta birçok yöneticileri hakkında yazılar yazdığım için beni sevmezler.
Onların sevgisine ihtiyacım da yok.
Bu yazıdaki düşüncelerim tamamen benim ülkeme olan sevgimin bir sonucudur.
Erdoğan’a çok inanıyorum.
Namuslu ve dürüst bir insan olduğuna kaniyim…
Bu ülke için gözünü kırpmadan canını verebilecek biri olduğunu kesinlikle düşünüyorum.
Bu fevkalade özellikleri nedeni ile ben Erdoğancıyım.
Allah Erdoğan’ın eksikliğini vermesin.
Yar ve yardımcısı olsun.
Bu vesile ile Erdoğan’ın ülkemize kazandırdığı anlayışın yirmi birinci yılını kutluyor, daha nice 21 yıllar ile tüm halkımıza ve ülkemize sevinçler yaşatmasını can-ı gönülden diliyorum.
Saygılarımla…
İDRİS ORTAKAYA
Yorumlar
Kalan Karakter: