SOSYAL MEDYA DENETİM ALTINA ALINAMIYOR….

Denetimden uzak, alabildiğince rezil bir medya türü, bu!
Diyeceksiniz ki; sosyal medya rezil ve denetimsiz de diğer basın ve görsel medya çok mu temiz!
Al birini vur öbürüne.
            Evet, değerli okurlarım, gerçekten ülkemizde yazılı ve görsel medya yeniden yapılandırılmalı ve kültürümüze, ahlakımıza uygun bir yasal düzenleme getirilmelidir.
            Şu an itibariyle; sosyal medya, bir çok tasmasız ve aşısız köpeklerin cirit attığı bir yer haline gelmiştir.
Rezil mi rezil.
İğrenç mi iğrenç.
İtin biri çıkıyor, devlet büyüklerimize ağzına gelen her türlü küfürü savuruyor.
Başka bir it çıkıyor, Türk Devletine her türlü hakaret edebiliyor.
Türk bayrağını yakıyor.
Türk ordusuna işgalci diyebiliyor.
Başka bir it çıkıp, yalan, yanlış ve iftiralarla algı yaratmaya çalışıyor.
Kendini gazeteci sanan, bir başka it soyu çıkıyor; Türkiye’nin İngiltere’ye, İtalya’ya, İspanya’ya ve bir çok Balkan ülkesine yardım yapmasını doğru bulurken, “herkese yardım yapan Türkiye’yi yönetenler bir tek Türkiye’ye yardım yapmıyorlar” diyebilecek kadar alçalıyor.
Kendisinin etki alanı içinde olanları da hiç bir şeyden anlamayan koyun sürüsü olarak görüyor.
Bu kadar alçakca, namusuzca söylenen yalanların hiç bir karşılığı olmaz mı?
İnsanların dilediğine, dilediği gibi küfür edebilmeyi özgürlük ya da fikir özgürlüğü olarak değerlendirmelerini aptalca bir yaklaşım tarzı olarak görüyorum.
Sosyal medya’yı bu anlamda şiddetle kınıyor ve lanetliyorum.
            Gelelim diğer yazılı ve görsel medyaya…
Devlet düşmanlarının elinde her türlü gazete ve TV kanalları vardır.
Bu gazeteler ve TV kanalları Devleti yıkmaya çalışan eylemlerden hiç mi hiç vaz geçmemektedirler.
Devleti yönetenler de bunların ihanetine seyirci kalmaktadırlar.
Gerekçeleri ise yapılanların “yasalara, mevzuatlara” uygun olması dolayısıyla yapılacak bir şeylerinin olmadığı…
Bu çok büyük bir acziyettir.
Yasalar, mevzuatlar, benim Devletimi yıkmaya çalışan alçaklara fikir özgürlüğü adı altında izin veriyorsa, yerin dibine batsın o yasalar, o mevzuatlar…
Böyle aptalca bir yaklaşım olamaz.
Devletimi yıkmaya çalışan ihanetçilerin bu ülkede yaşamalarına izin vermek onların ihanetine ortak olmak anlamındadır.
            Şimdi CUMHUR İTTİFAKINDAN talebimdir.
Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yasa çıkarabilecek sayısal çoğunluğunuz vardır.
Lütfen, bu çirkinlikten ülkemizi kurtarın.
Doğru haber almayı sonuna kadar savunalım.
Küfür etme, hakaret etme ile eleştiriyi ayıralım.
Eleştiriyi sonuna kadar savunalım.
Küfür ve hakaret edenlere ciddi ve caydırıcı cezalar getirelim.
Ülkemiz aleyhinde yalan ve yanlış yayınlar yapan Fox TV ve benzeri ihanetçi TV’lerin kapatılarak, yayınlarını sonlandıralım.
Aynı şekilde gazeteleri de bu katagori içinde değerlendirelim. Bu yasal düzenlemeyi yaptığınızda, sizlere diktatör diyecekler. Faşist yönetim biçimi diyecekler. Tek adam yönetimi diyecekler. Demokrasiye vurulan bir darbe olduğunu söyleyecekler. Söylesinler. Bu söylemlerini hiç bir şekilde önemsemeyin. Çünkü bunlardan daha fazlasını söylüyorlar.
Bugünden tezi yok, basın yasalarının yeniden ele alınması ve bazı noktalarda caydırıcı cezai müeyyidelerin uygulanabilir olması, inanın bu başı boşluğun da sonlanması anlamına gelecektir.
Ülkemizin geleceğini düşünüyor isek bu düşünce ve taleplerimizin hayata geçirilmesi gerekli ve şart…
Unutulmamalı ki, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ demek VATAN HAİNLİĞİ demek değildir…
 
 
            İDRİS ORTAKAYA