UTANÇ BELGESİ YIRTILDI….
Yayınlanma :
21.03.2021 15:49
Güncelleme
: 21.03.2021 15:49
başlatılmıştı, 2013 yıllarında...
Bu anlayışa, bir Kürt olarak şiddetle karşı çıkmıştım…
Yazılarımda, bu sürecin adını değiştirin “bu süreç, barış değil, olsa olsa
ihanet süreci olur” demiştim.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a yazılar yazıp gönderiyordum.
“Sayın Başbakanım, lütfen bu yanlıştan dönün.
PKK Kürt'leri temsil eden bir yapı değildir.
PKK hem Kürt hem de Türk halkının düşmanıdır.
Bu alçak katil örgütle bir sözleşme yaparsanız eğer öncelikle Kürt'lere,
sonra da ülkeye ihanet etmiş olursunuz”.
Hep o günlere ait uyarılarımdı…
Şükürler olsun ki "Devletimiz yanlıştan döndü" başlıklı yazıyı yazmanın
mutluluğunu yaşadım.
Sayın Erdoğan, kendisine yaptırılmak istenen yanlışın farkına vardı.
Çok şükür bu yanlıştan döndü.
O ihanet organizasyonundan kurtulduk.
Ama; ihanetçilerden bir türlü kurtulamıyoruz.
Her zaman uyanık olmak zorundayız. Hainler hiç bir şekilde
emellerinden vaz geçmezler. Fırsat buldukça ihanet etmeye çalışırlar.
Allah bu şeytani yapılardan bizleri korusun.
Değerli okurlarım, önemli bir konuya daha dikkatinizi çekmek istiyorum.
2011 yılında AB’nin dayatması sonucu bizim de gafletimizden
yararlanarak imzalattırılan İstanbul Sözleşmesi ile PKK’nın barış süreci
hemen hemen aynı tarihlere denk gelmektedir.
PKK ihaneti ülkemizi toprak anlamında bölmenin taahhüdüdür.
İstanbul sözleşmesi ise aile yapımızın altına el yapımı dinamit
yerleştirmedir.
Bir milletin ülkesini işgal edelilirsiniz.
Topraklarına el koyabilirsiniz.
İnsanlarını esir alabilirsiniz.
Öldürebilirsiniz.
Zindanlara atabilirsiniz.
Ancak o milleti yok edemezsiniz.
Bir milleti yok edebilmek için, öncelikle o milletin kültürünü yok
etmelisiniz.
Kültürel anlamda yıkılmayan bir millet eninde sonunda özgürlüğüne
kavuşacaktır.
Emperyalist yapı bu işi çok iyi bir şekilde bilendir.
Bu anlamda iki olayı aynı anda gündeme getirmiştir.
Türk ve Kürt toplumunun çekirdeği aile yapısıdır.
Ailelerin birleşmesi ile ulusal yapılar meydana gelir.
Aile yapımızı direkt hedef alan İstanbul Sözleşmesi bir ihanet
belgesidir.
600, 700 yıl Cihana hükmeden bir ecdadın torunlarıyız.
Osmanlı şer'iye mahkeme kayıtlarında bir tane kadın cinayetine
rastlanmaz.
İstanbul sözleşmesi, kadın cinayetlerini en üst noktaya çıkarmıştır.
Bir an önce kendimize gelmeliyiz.
Özümüze dönmeliyiz.
Aile yapımıza el birliği ile sahip çıkmalıyız.
Kadına şiddet eylemi en ağır bir şekilde cezalandırılmalı.
Avrupalılar ahlaki anlamda bizi kendilerine benzetmesinler.
AB eksik olsun.
Bizden uzak olsunlar.
Bizim bin yıllık güçlü bir kültürümüz var…
Hiç bir güç bizi yıkamaz.
Buna inanmalıyız.
Osmanlı İmparatorluğu bittikten sonraki dönemde 100 yıl boyunca kültürel
anlamda yok edilmemiz için ellerinden gelen ne varsa, o yapıldı.
Büyük ölçüde de başarılı oldular.
15 temmuz işgal girişimi, bardağı taşıran son damla idi…
Yeni bir ruh oluştu.
Bir Erdoğan varken, milyonlarca Erdoğan görülmeye başladı.
Artık kolay bir lokma olmadığımız anlaşıldı.
Sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ederim.
Halkımız adına sunduğumuz önerilerimizi dikkate alarak,
yanlışlardan dönülmüş olması onun ne denli erdemli bir kişiliğe sahip
olduğunun göstergesidir.
Saygılarımla…
İDRİS ORTAKAYA
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: