Dünyadaki tüm Müslümanların birlikte hareket etmelidirler. “Mü’minler sağlam bir binanın taşları gibidir; birbirlerine kuvvet verirler.” Kardeşlik mefhumu; İnsan olmak şüphesiz tüm dünya insanları ile ortak paydamızdır. Ancak bu payda dünyaya aittir, geçicidir ve hemcinslerimizle zayıf bir bağ kurar. Vazgeçilmez asli kimliğimiz ise Müslümanlığımızdır ve bu kimliğimiz birbirimizle dayanışmayı gerekli kılar. Tüm insanları İslam’a davet etmek elbette ki bir Müslüman’ın başta gelen görevlerinden biridir. Ama bu davete icabet etsinler veya etmesinler, bütün insanlara karşı adalet ve iyilikle davranılması şarttır. Yine, Müslüman olmayan topluluklarla verimli ve faydalı diyaloğun temini için de esasen İslam ittifakı şarttır.
Müslüman’ları birbirine kardeş ve maddi-manevi yardımcı yapan temel unsurun İttihat-ı İslam’ın gerekliliğidir. İslam birliği, İslam dinine karşı yapılan ve yapılacak olan saldırıları bertaraf edecektir. İslam ülkelerinin, egemen ülkelerin baskılarından, saldırılarından ve yağmalamalarından kurtulabilmeleri ve hukuklarının korunabilmesi için birlik olmaları ve güçlenmeleri gereklidir
Hadisi Şerifte buyurduğu gibi ; Din kardeşin zalim de mazlum da olsa ona yardım et.”- Ya Resûlallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Ama zâlimse nasıl yardım edeyim, söyler misiniz? dedi. Peygamberimiz: “Onu zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir.
Zulüm, adâletin zıddıdır. Adâlet bir fazilet, zulüm ise bayağılıktır. Dinimiz, zulmü şiddetle yasaklar. Zulüm, her türlü haksızlığın adıdır. İnsan olma haysiyetine sahip olan hiç kimse zulmü sevmez, zâlimin destekçisi olmaz. Bir insan mü’min olduğu halde zâlim olabilir, zulüm işleyebilir. Nitekim hadîs-i şerif de buna delil teşkil etmektedir. Mazlum, zulme ve haksızlığa uğrayan kimsedir. Mazluma yardım etmek ve ona yapılan haksızlığı ortadan kaldırmaya çalışmak dînî ve vicdânî bir görevdir. Bütün peygamberler, yeryüzünden zulmü ortadan kaldırmayı hedeflemişlerdir. Bu yüzden de, gönderildikleri toplumlarda peygamberlere ilk karşı çıkanlar, onlara eziyet ve işkence yapanlar o toplumun içindeki zâlimler ve baskı grupları olmuştur. Buna karşılık, peygamberlere ilk inanan ve onun yanında yer alanlar ise mazlumlardır.
Onunu için Mazluma yardım dinimizin esaslarından biridir. Zâlimin zulmüne engel olmak, mazluma yardımcı olmak sayılır; zulme engel olmamak ise, bir çeşit zulümdür.
“Yeni Bir Dünya” projesi:
D-8 Aktif olması.
D-60’lar ve D-160’ların katılmasıyla ve yeni dünyanın10 küresel kuruluşu ile 5 milyar ezilen insanın ırkçı emperyalizmin sömürüsünden kurtulup adil bir dünya kurmak için bir araya toplanışları.
II. Yalta Konferansı ile G-8’lerle D-160’ların bir araya gelerek yeni adil dünyanın kuruluşunu sağlamaları. Bu yenidünyanın bir huzur dünyası olması için temel şart kuruluşun doğru hak anlayışı temeline dayanan adil bir düzen içinde yaşayan, ezen, ezilen olmayan, herkese hakkını veren barışçı bir dünya olmasıdır. Bundan dolayı bu dünyanın D-8’ler düşünülmüş ve D-8 armasında yer alan 6 tane yıldızla sembolize edilen temel ilkeler esas alınmıştır.
Ülkelerimiz arasındaki ticarette artık milli para birimlerimizi kullanmanın yolunu açabildiğimiz takdirde D-8 tarihinde bir devrime imza atmış olacağız." Kur baskısı altında ekonomimizi eritmeye gerek yok." Bir takas odası kurulması için merkez bankaları bir araya gelmelidir. D-8 ülkeleri olarak toplantılara katılım düzeylerini artırmalı, çalışmaları, özel sektör kuruluşlarını da bu çalışmalara dahil etmeli.
“İnsanlar tarağın dişleri gibi eşittir. Hiç kimsenin başkası üzerinde -Allah korkusu hariç- bir üstünlüğü yoktur.” Tüm İslam coğrafyasının tehdit altında olduğu ve Irkçı Emperyalizm’in çarklarının hızla işlediği bir anda D-8 adımı tüm Müslümanların en büyük umut ışığı manasını taşımıştır.
Türkiye’nin, tüm İslam Alemi’nin ve hatta 7 milyar insanlığın, küresel güçler tarafından kontrol edilen ABD Yönetimi, G-20 ve AB başta olmak üzere zihniyeti ve sicili bozuk yapıların peşinden giderek, onlara tek taraflı tavizler vererek kurtuluşa ermesi söz konusu değildir. İslam Alemi’nin ve tüm insanlığın kurtuluşunun anahtarı olan D-8’in insanlığın içinde bulunduğu maddi ve manevi sıkıntılardan kurtulması ve geleceğe daha büyük bir güvenle bakabilmelidir.
İslam birliği için olmazsa olmaz durumundaki birinci şart; Müslümanlar arasında ittifakın sağlanması ve mevcut istibdatların sona erdirilmesi gerekir.
Müslümanların kendi aralarındaki irşad bağların farkına varmalarıdır.
İslam birliğinin İslam toplumuna ve bireylere yerleşmiş olması ile mümkündür.
Birliğin ortak ekonomik, diplomatik ve caydırıcılığı sağlayacak savunma gücü bulunmalıdır.
İslam Birliği tahakküm edici, zorlaştırıcı, bürokratik bir birlik olmayacaktır. "Herkes bize tabi olsun, geri kalanlar da köle gibi olsun” anlamında ezmeye dayalı bir birlik değildir. Düşmanlık yapmak, intikam almak veya bir tehdit unsuru olmak için değil, dünyada barışın tesisi için var olacaktır. Bu bir birlik vesilesiyle her dinin mensubu dilediğince ibadetini yapabilecek, kendi dinince kutsal sayılan her yeri ziyaret edebilecek, malı, canı, namus ve şerefi Türk-İslam Birliği'nin güvencesinde olacaktır.
İslam Birliği, bir sevgi birliğidir, muhabbet birliğidir, gönül birliğidir.
İslam ordusu, İslam para birimi, İslam ortak pazarı, İslam NATO’su oluşturulacak ve İslam ülkelerine, Müslümanlara karşı bir saldırıda el birliği halinde mücadele edecektir. Güç birliği olunca düşmanın gözü korkacak ve İsrail'in yaptığı gibi saldırıda bulunan devletler geri adım atmak zorunda kalacaklardır. Eğer islam birliği olmuş olsaydı bugün ne ABD, ne İsrail ve ne de bir başka devlet İslam'a karşı, Müslümanlara yönelik terör, anarşi ve düzen bozucu işleme giremezlerdi.
SELAM VE DUA İLE
Zübeyt BOZKURT
Yorumlar
Kalan Karakter: