Siyasette erdem ve büyük düşünce bağlantıları kopuk artık. Bir büyük medeniyetten gelmiş olan bu milletin kendi değerleri üzerinde dürüst ve samimi bir siyaset yapma şansı bugün mantığı içinde artık yok. Bugünün mantığı diyorum, çünkü bütünüyle batı ruhlu olan bir bakış söz konusu.
Siyaset yapanların etrafında geçmişte olduğu gibi; büyük alimler, tasavvuf büyükleri, erdemli kimseler artık yer almıyor. Sultan Murat, Balkan seferine çıktığında yanında hem âlimler var hem de başucunda sürekli okuduğu kitaplar. Bugün için, bir Cumhurbaşkanın ya da bir Siyaset adamının okuma şansları yok. Hem yok hem de okumuyorlar. Önlerine gelen günlük gazete kupürleriyle, etrafındaki danışmanları aktardığı bilgilerle yetiniyorlar. Sürekli anlata geldiğimiz gibi reklam ve medya onları yönlendiren etkenler.
Şu günlerde yaşananlara baktığımızda, siyasetin ve siyaset yapanların nasıl bir düzlemde bulunduklarını görmek yeterli. Çünkü ülkemizi ve coğrafyamızda bulunan ülkeleri tehdit eden, geleceğini tıkayan bir NATO anlaşması ve imzası var. Afganistan’da Türkiye, ABD ve NATO askerlerinin çekilmesi sonrası Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın güvenliğinin Türk askeri tarafından sağlanması için ABD ile görüşmelerini sürdürüyor.
Bu anlaşmanın hemen ardından gelişen olayların bu önemli olayı nasıl örtbas ettiğini tanığıyız. Birden dikkatler bir başka alana kaydırıldı. Bu göz boyayıcı yanılsatıcı siyaset günümüzün mantığına çok uygun.
Siyaset yapanlar bir büyücü konumundadırlar. Onları bu noktaya getiren Medya ve reklamdır. Bir yirmi dört saat içinde çok şey değişebilir. Bir şey ters yüz edilebilir. Üstü örtülmek istenen önemli bir durum bir anda yok sayılabilir. Sıradan bir konu öne çekilebilir. Bugünün siyaset mantığı çok da acımasızdır. Kimi insanların hayatı ve geleceği hiç de önemli değildir.
Bir Müslümanın zulmetme hakkı hiçbir zaman yok. Zülüm insanda derin yaralar açar, bir daha olumlanamaz bir hal yaşatır. Bir insanın hayatı karartılabilir. Günümüz Siyaseti bencildir. Kişiler kendilerinden başkalarını hiç mi hiç önemsemezler. Dünyayı sadece kendilerine ait görürler. Vefa diye bir şey yoktur. Hayatını düşünceye adamış olan insanların günümüz siyasetinde yerleri yoktur. Siyaset adamları içinde de onların hiçbir değeri olmaz.
Reklamcılar çok daha önemli bir konumdadırlar. Çünkü reklamcılar her şeye bir ürün gözüyle bakarlar. Onların bakışında insan da bir üründür. Bu ürünün pazarlanabilir özellikleri var mıdır yok mudur ona bakarlar ya da bir ürünün hangi tarafı öne çıkarılırsa karşılık bulur. Bir de ürünü öylesine tanımlarlar ki o ürün hak etmediği bir değer bulur. Aslında onun hiçbir değeri yoktur.
Kitap ve düşünce kültürünün giderek göz ardı edildiği bir süreç yaşanıyor. İnsanlar, sanal ve görsel bir dünyanın büyüsü içinde yitiriyorlar. Siyaset artık bugün belli merkezlerden yönetiliyor. İnsanlar gün boyu sadece medya karşısında, sanal dünyanın büyüsüne kapılmış bulunuyorlar. Birisi sanal dünyadan; yalan ve yanılsatıcı bir ileti gönderse bu, Çok kısa zamanda dolaşıma girer, gerçek bir olaymış gibi kabul görür.
Gücü elinde bulunduranlar medya aracılığıyla bir olayı ya da çok sivriltirler ya da göz ardı ederek unuttururlar.
Günümüz siyaset adamları, sahnede rol yapan kimselerdir genellikle. Onlar rollerini yapmada başarılı iseler bir süre siyasete tutunurlar. Değillerse çok çabuk gözden düşerler. Egemen güçler siyaset yapanları ellerinde tutuyor. Onların her zaman için bir yedekleri bulunur. Ya da koşulları hazırlamada çok mahirdirler. Geleceğin kurgusu da onlarda hazırdır. Hemen bir alternatif bulunabilir.
Bakın üzerinden daha çok geçmede NATO ile yapılan o kahredici anlaşma unutuldu bile. Çünkü sıradan bir iki olay gündeme getirildi üstü örtüldü. Müslüman-muhafazakâr- demokrat-seküler Medya buna yardım ve yataklıkta bulunuyor. Bu bile günümüz Siyaseti açısından önemli bir gösterge.
İşte Dinin asıl gayesi, Allah’ın birliğini tasdikten sonra, İslam’a sadık insanı kâmil yetiştirmek ve böylelikle hakkı üstün tutan manen ve maddeten kalkınmış, huzur içinde yaşayan bir toplum inşa etmektir. Bu gayeye ulaşmak için, inananların bir bütün olarak ümmeti bir çizgide hareket ederek hakkı hak bilip batılı batıl bilip batıldan uzaklaşması demektir.
Bilim adamının meşhur sözlerinden birisi de hiç şüphesiz:
Biz siyaset yapmıyoruz cihat ediyoruz sözüdür. Çünkü cihat, bütün insanlığın saadetini isteyen görüştür demesinin sebebi bu demektir.
Dünya ve siyaset bu işte.
Selam ve Dua ile
Zübeyt BOZKURT
Yorumlar
Kalan Karakter: